8. Hukuk Dairesi 2012/5 E. , 2012/4908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bayat(Çorum) Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.06.2010 gün ve 135/96 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, dava konusu Bayat İlçesi, Yeşilçat Köyü 122 ada, 20, 21, 22, 124 ada 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250, 252, 253, 255, 256, 64, 125 ada 1, Demirciler Köyü 103 ada 11, 12, 13, İleği Köyü 137 ada 34 ve 36 parsel sayılı taşınmazların muris ...’a ait iken, vefatı ile veraset belgesindeki tüm mirasçıları adına tespiti gerekirken, sadece davalılar adına tespit gördüklerini, kendisinin de yasal mirasçısı bulunduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile hissesi oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, bir kısım taşınmazların öncesinde babaları Helmi’ye ait olup, diğerlerinin üvey anneleri olan muris ..."ın vefatından önce taşınmazları babalarına devir ve temlik ettiğini, davacının hakkı bulunmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Dosya kapsamına, toplanan delillere göre; davacının muris ...’ın yasal mirasçısı olduğu, dava konusu Demirciler köyü 103 ada 11, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların kadastro mahkemesinin 2007/9 Esas sayılı dosyasında davalı bulunduğundan, dosyadan tefrik edildikleri, diğer parsellerin ise muhtelif davalılar adına tespit gördükleri, davalıların sundukları İskilip Noterliğinin 11.11.1952 tarihli senette Helmi karısı ...’ın bir kısım taşınmazlarının Yusuf oğlu Helmi Arslan’a satıldığının belirtildiği, keşif ara kararlarının usulüne uygun bulunmadığı, davalılar vekilinin delil dilekçesinde üç tanık ismini bildirdiği, yapılan keşifte ve sonrasında davalı tanıklarının ifadesi saptanmadan dinlenen yerel bilirkişi beyanlarıyla yetinildiği görülmüştür. Mahkemece, hiçbir gerekçe gösterilmeden davalı tanıklarının dinlenilmemesi doğru değildir.
Bu nedenle yöntemine uygun bir biçimde keşif ara kararının alınması, taraf tanıklarının HMK. nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle tanıkların keşif yerinde dinlenmeleri sağlanarak savunma hakkının kısıtlanmaması (Anayasa m. 36), 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/1. maddesi uyarınca zilyetlik maddi olaylardan olup, yerel bilirkişi ve tanık dâhil her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğunun göz önünde tutulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tek başına yerel bilirkişi sözleri değerlendirilmek suretiyle eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’ nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesine uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden bir kısım davalılara iadesine 28.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.