18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/26581 Karar No: 2016/11985 Karar Tarihi: 01.06.2016
Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/26581 Esas 2016/11985 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın bir doktora söylediği sözlerin hakaret suçu unsurlarını taşımadığına karar verilerek sanığın beraatına karar verildiği ancak kabule göre sanığın adli sicil kaydında daha ağır cezası olmasına rağmen daha hafif cezanın tekerrüre esas alınması ve Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik verdiği iptal kararlarının uygulama zorunluluğu gibi nedenlerle kararın bozulmasına karar verildiği belirtilmektedir. Kararda, hakaret suçu için kişilerin onur, şeref ve saygınlığının korunduğu ve fiilin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerektiği vurgulanmıştır. Kamu görevlilerine yönelik hakaret içerikli sözlerde ise sözlerin, kamuoyunun güvenini ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike oluşturup oluşturmadığına bakıldığı belirtilmiştir. Kararda, suç tarihine göre 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'un 326. maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulması ve yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlatılarak sürdürülüp sonuçlandırılması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri TCK'nın 53. maddesi, 5320 sayılı Kanunun 8.
18. Ceza Dairesi 2015/26581 E. , 2016/11985 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Öte yandan kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir. AİHM, kamu görevlilerine karşı yapılmış hakaret içerikli ifadelerle ilgili bir başvuruda, başvuruya konu sözlerin, kamuoyunun söz konusu görevlinin performansına duyduğu güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirip getirmediğini incelemektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın poliklinikte görevli katılan doktora söylediği kabul edilen “sen acizsin, polise sığınıyorsun” katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici ve kaba söz niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, 2- Kabule göre de; a- Sanığın adli sicil kaydında daha ağır cezası bulunmasına karşın daha hafif olanın tekerrüre esas alınması, b- Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.