17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/12540 Karar No: 2016/9347 Karar Tarihi: 25.10.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/12540 Esas 2016/9347 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/12540 E. , 2016/9347 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVACILAR : 1-... 2-...
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın müvekkillerinin oğlunun sürücüsü olduğu araca kusurlu olarak çarpması sonucu müvekkillerinin oğlunun vefat ettiğini, müvekkillerinin elem çektiğini beyanla 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, 27/02/2014 tarihli celsede her bir davacı için talebini 20.000,00"er TL manevi tazminat olarak açıklamıştır. Davalı vekili, müvekkilinin kusursuz olduğunu, maddi durumunun iyi olmadığını, müvekkilinin cenazeye ve başsağlığına gittiğini, davacılara elden 1.500 TL ödediğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, ... için 12.000,00 TL manevi tazminatın davalı taraftan 11/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, ..."in davasını takip etmediği ve üç aylık sürenin dolduğu anlaşılmakla, HMK 150 nci maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
... 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, somut olayda tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumu ve diğer hususlar gözetildiğinde davacı ... yararına takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüştür. Hal böyle olunca hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.