8. Hukuk Dairesi 2011/7518 E. , 2012/4891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
..., müdahil ... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne dair Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03.11.2009 gün ve 635/430 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde mevki ve sınırları yazılı kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmaz bölümünün 60-70 yıldan fazla süre ile tarım arazisi olarak kullanıldığını açıklayarak vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davaya müdahil olarak katılan ... vekili, taşınmazın ..., ... ile vekil edeni ... tarafından Bekir Bulduk isimli kişiden müştereken satın ve devralındığını açıklayarak, taşınmaz bölümünün 1/3’er oranında davacı ... ve ... ile vekil edeni ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili imar-ihya ve zilyetlikle kazanma koşullarının bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 21208,45 m2 yüzölçümlü yerin 1/3’er oranında davacı ..., müdahiller ... ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmaz 1963 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Tapulama Kanununun 2.maddesi uyarınca tespit dışı bırakılan yerlerdendir. Mahkemece kazanma koşullarının davacı ve müdahiller lehine gerçekleştiği görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir.
Davaya müdahale eden ... vekili, taşınmazın 1/3 payının davacıya, diğer payların ise müvekkili ... ile ...’e ait olduğunu ileri sürerek istekte bulunması üzerine, mahkemece müdahale harcını yatırması için tarafa süre verilmiş ise de müdahil vekili tarafından müdahale harcı yatırılmadığı, ... tarafından verilmiş bir vekaletname bulunmadığı gibi bu kişi tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı halde 1/3 oranında adına tescil kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan delillerden dava konusu yerin 766 sayılı Tapulama Kanununun 2.maddesi uyarınca tespit dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesine müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonraki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihine göre 20 – 30 yıl öncesine ait (1975 – 1985 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından istenilmesi ve stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop altında incelenmesi halinde arazinin üç boyutlu olarak görülmesi taşınmaz sınırlarının belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamış olması isabetli olmamıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan 126 ada 680 parselin tespitine esas Haziran 1945 tarih 1 nolu tapu kaydı ile 683, 684 ve 685 parsellerin dayanağı olan 456, 518, 519 ve 520 sayılı vergi kayıtlarının eksiksiz olarak istenilmesi, taşınmazın güneyinde bulunan ve dava dışı kişiler tarafından kullanılan yerler hakkında açılmış bir dava bulunup bulunmadığının araştırılması, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine göre 20 – 30 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman başladığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan teknik bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde bir karar verilmemesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bundan ayrı; dava tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup, 5747 sayılı Kanun uyarınca Hacılar Belediyesi Kayseri Büyükşehir sınırları içerisine alınmıştır. TMK.nun 713/3.maddesi uyarınca husumetin Kayseri Büyükşehir Belediyesine yöneltilmeden yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Diğer yönden, davacı hakkında araştırma yapılmış ise de müdahiller ... ile ... hakkında 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca araştırma yapılmamıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm gözönünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra müdahil davacılar adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açılmış dava olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.Kabule göre de, Hazine yargılama oturumlarında vekili ile temsil olunduğuna, teknik bilirkişi raporunda B, C ve D harfleriyle gösterilen bölümler yönünden davanın reddine karar verildiğine göre, davalı Hazine lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca avukatlık ücreti tespit ve takdiri gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetli değildir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine 28.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.