Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8878
Karar No: 2013/13783
Karar Tarihi: 2.10.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/8878 Esas 2013/13783 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, sahtecilik iddiasına dayalı tapu iptali-tescil, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olarak dava açmıştır. Mahkeme, sahtecilik iddiasına ilişkin delillerin eksikliği nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, tapu kaydındaki imzanın sahte olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Sahtecilik kanıtlanırsa, ikinci el durumundaki davalının Türk Medeni Yasası'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağı da tartışılmalıdır. Tapu kaydındaki bilgilerin doğruluğuna inanarak mal edinebileceği kabul edilen iyi niyet korunmalıdır. Mahkeme kararı, 1086 sayılı HUMK 428. madde uyarınca BOZULMUŞTUR. Kanun maddeleri: 2659 sayılı Adli Tıp Kanunu, Türk Medeni Yasası'nın 1023. maddesi, 988 ve 989. maddeleri, 1024. maddenin 1. fıkrası.
1. Hukuk Dairesi         2013/8878 E.  ,  2013/13783 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, sahtecilik iddiasına dayalı tapu iptali-tescil, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu taşınmaz davacı adına kayıtlı iken, davacının ad ve soyadı yazılı, altı imzalı 3.8.2007 tarih 12140 yevmiye numaralı resmi senet ile davalı ..."a, ondan 28.4.2008 tarihli resmi akitle davalı ..."e satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, maliki olduğu 2461 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki F Blok 5. Kat 20 nolu bağımsız bölümün, davalı ..."a satışına ilişkin 03/08/2007 tarihli, ...yevmiye nolu resmi senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, sahte imza nedeniyle yapılan satış işleminin geçersiz olduğunu, davalı ..."ın bu şekilde edindiği çekişmeli taşınmazı diğer davalı ..."e devrettiğini, taşınmazı halen haksız olarak davalı ..."in kullandığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriği itibariyle davada, resmi satış senedinin sahte olduğu iddiasına dayanıldığı açıktır.
    Mahkemece, grafiker ve grafik tasarımsıcısı olarak üniversitede görev yapan uzman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen rapora itibar edilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
    Öncelikle temlik işleminde kullanılan imzanın sahte olduğu iddiası, başka bir ifadeyle imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı hususunda mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporu denetime elverişli olmadığı ve içermesi gerekli bilimsel verileri taşımadığından 2659 sayılı Adli Adli Tıp Kanununun 21. maddesi uyarınca; Fizik İhtisas Dairesince yapılması gerekir.
    Diğer yandan, sahte bir işlemle temlik yapıldıktan sonra, taşınmazın bir başka işlemle diğer kişilere aktarılması durumunda, diğer bir deyişle ikinci el ve sonraki malikler bakımından iyiniyet araştırması yapılması gerektiği 18.11.1991 tarih ve 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gereğidir.
    O halde, sahtecilik iddiasının açıklığa kavuşturulması bakımından öncelikle davacının, resmi ve özel kurumlarda bulunan imza ve yazılarını havi belgelerin temini ile dosyanın kül halinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesi, Fizik İhtisas Dairesinden resmi senetteki imza ve yazının davacıya ait olup olmadığı hususlarında rapor alınması, böylece imza ve yazının davacının eli ürünü olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması zorunludur. Ayrıca, somut olaya ilişkin olarak resmi senette sahtecilik suçundan... Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/1578 soruştırma sayılı dosyasının da değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
    Sahtecilik iddiasının kanıtlanması halinde ise,çekişmeye konu edilen taşınmazı satın alan 2. el durumunda ki davalı ..."in Türk Medeni Yasasının 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağı üzerinde durulması gerektiği de tartışmasızdır.
    Hemen belirtilmelidir ki, Hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları,dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle,alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla Medeni Kanunun 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023.maddesinin özel hükümleri getirilmiştir
    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş,değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarakta tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur.Belirtilen ilke M.K.nun 1023.maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1.fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tesçile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne varki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin,iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
    Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu,iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğin den (resen) nazara alınacağı ilkeleri 8.ll.l99l tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Hal böyle olunca, öncelikle yöntemine uygun biçimde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınarak, 03/08/2007 tarihli, 12140 yevmiye nolu resmi akitteki imzanın davacıya ait olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, sahteciliğin belirlenmesi halinde ise sonraki kayıt maliki olan davalı ..."in olayı bilen veya bilmesi gereken kişi konumun da bulunup bulunmadığının yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda irdelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacı vekilinin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi