(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2013/4357 E. , 2013/4614 K.
"İçtihat Metni"Gerekçeli kararın yazımı sırasında sehven sanıkların müşteki ..."a yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hüküm yönünden sanıklar hakkında herhangi bir karar verilmediğinin anlaşılması nedeniyle, Yargıtay C.Başsavcılığının 11.02.2013 gün ve 2013/21120 sayılı karar düzeltme istemi yerinde görülmüş olduğundan Dairemizin 29.11.2012 gün ve 2011/23461-2012/25597 karar sayılı Düzelterek Onama ve bozma kararı kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
I-Sanık ... hakkında katılanlar ... ... ve ... ..."a karşı hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından, müşteki ..."a karşı hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanığın, önceden kasıtlı suçtan hükümlülüklerinin bulunması nedeniyle 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
2-5237 sayılı TCK"da cezaların içtimaı kabul edilmemiş olup 5275 sayılı Yasanın 99. maddesi uyarınca her bir cezanın diğerinden bağımsız olduğu, varlıklarını ayrı ayrı korudukları ve koşullu salıvermenin tespiti yönünden infaz aşamasında toplama kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, cezaların içtimasına karar verilmesi,
3-Sanıklar hakkında ortak yapılan yargılama giderlerinin paylarına düşen miktarlar da ayrı ayrı alınması yerine, “müteselsilen” alınmasına karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma sebepleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘‘TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına"" ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlesinin eklenmesi; yargılama giderine ilişkin hüküm fıkrasından “müteselsilen” sözcüğü çıkarılıp, yerine “payları oranında ayrı ayrı“ sözcüğünün eklenmesi ve hürriyeti bağlayıcı cezaların toplanmasına ilişkin ibarenin çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında katılanlar ... ... ve ... "a karşı hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından, müşteki ..."a karşı hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa"nın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231 .maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.