Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18807
Karar No: 2020/7786
Karar Tarihi: 25.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18807 Esas 2020/7786 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın konusu, içme suyu temini için yapılan idari işlemler nedeniyle muarazanın önlenmesi istemidir. Dava, konusu suyun genel su niteliğinde olduğu ve herkesin ihtiyacı oranında yararlanabileceği anlaşılmaktadır. Kadim hak belirleyici rol oynadığı için, su kaynağının kadimden beri kimin tarafından kullanıldığının tespiti için taşınmaz başında yeniden keşif icra edilerek yöreyi bilen taraf köylerde oturmayan tarafsız yaşlı bilirkişiler temin edilerek taraf tanıkları da dinlenmek suretiyle karar verilmelidir. Su kaynaklarının kadimden beri kullanıldığının tespit edilememesi halinde, suların en az olduğu dönemde su işlerinden anlayan uzman bilirkişiler seçilerek yapılacak keşif ile tarafların içme suyu ve sulama suyu ihtiyaçları belirlendikten sonra yararlandıkları veya yararlanabilecekleri tüm su kaynakları incelenerek, içme suyu ve sulama suyu nitelikleri de belirlenip öncelik içme suyu ihtiyacına verilmek üzere ayrıntılı olarak keşfi izlemeye elverişli ve anlaşılır şekilde düzenlenecek rapor sonucuna göre, taraflar arasındaki nizayı kesin olarak çözümler nitelikte su düzeneği ve su rejimi kurulmak suretiyle muarazanın önlenmesine dair karar verilmesi gerekir. Hükümde yazılması gereksiz bölümler de hükme yazılm
14. Hukuk Dairesi         2016/18807 E.  ,  2020/7786 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.10.2007 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi, muaraazanın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davacı .... Köyü Zelyit Mahallesinde içme suyu olmadığını, davalı Köy Muhtarlığının İl Özel İdare Müdürlüğüne 03.01.2006 tarihinde bir itiraz dilekçesi verdiğini ve İl Genel Meclisinin 07.04.2006 tarihli ve 30 sayılı kararı ile içme suyunun itirazlı olarak Yarbaşı Köyüne tahsisine karar verdiğini, itiraz edilen suyun davacı köye ait olduğunu, bu hususla ilgili olarak Artvin İl Genel Meclisinde tahsis kararı mevcut olduğunu belirterek, davacı köye kaynak suyunun içme suyu olarak devlet eliyle getirilmesi işlemlerini verdikleri dilekçelerle uygulama şeklindeki davalının müdahalesinin menine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı köy vekili, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, dava değerinin belirtilmediğini, aynı suyun daha önce taraflar arasında dava konusu olduğunu ve davalı ... lehine karar verildiğini, söz konusu suyun kadimden beri davalı köyün içme ve sulama suyu olarak kullanıldığını, davacı köyün bu suda hiç bir hakkı olmadığını, davacı köyden 4-5 hanenin bu suyu mecralarına götürüp 3-4 ay boyunca istifade etmek istediklerini, oysa kendilerine ait suları bulunduğunu, davacıların bu suyu götürmeyip boşa akmasına neden olduklarını, bunun yerine davalı köye ait suyu götürmek istediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davacı ve davalı köy arasında içme suyu temini için yapılan idari işlemler nedeniyle muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Dava, konusu suyun, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki araziden çıkan kaynak suyu ve genel su niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Genel sulardan herkes ihtiyacı oranında yararlanır. Hemen belirtmek gerekir ki, genel sulardan yararlanmaya yönelik davalarda kadim hak belirleyici rol oynamaktadır.
    Kadim, başlangıcı bilinemeyecek kadar eski olan demektir. Kadim yararlanmadan söz edilebilmesi için de bu yararlanmanın başlangıcı olursa olsun, başlangıcı belli olmayacak kadar eskiye dayanması zorunludur. Süresine ne kadar uzun olursa olsun başlangıcı bilinen kullanma veya intifa kadim sayılmaz. Bu sebeple genel sudan yararlanmaya başlanıldığı tarihi belirlemek mümkünse kadim yararlanmadan söz edilemez.
    Somut olaya gelince; mahkemece yapılan kesiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları açıklayıcı ve yeterli değildir. Mahkemece taşınmaz başında yeniden keşif icra edilerek yöreyi bilen taraf köylerde oturmayan tarafsız yaşlı bilirkişiler temin edilerek taraf tanıkları da dinlenmek suretiyle dava konusu su kaynağının kadimden beri kimin tarafından kullanıldığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Su kaynaklarının kadimden beri her bir tarafın kullanımında olduğunun tespit edilememesi halinde bu kez, sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için suların en az olduğu dönemde su işlerinden anlayan uzman bilirkişiler seçilerek yapılacak keşif ile tarafların içme suyu ve sulama suyu ihtiyaçları belirlendikten sonra yararlandıkları veya yararlanabilecekleri tüm su kaynakları incelenerek, içme suyu ve sulama suyu nitelikleri de belirlenip öncelik içme suyu ihtiyacına verilmek üzere ayrıntılı olarak keşfi izlemeye elverişli ve anlaşılır şekilde düzenlenecek rapor sonucuna göre, taraflar arasındaki nizayı kesin olarak çözümler nitelikte su düzeneği ve su rejimi kurulmak suretiyle muaarazanın önlenmesine dair karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Diğer yandan 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesi gereğince;
    Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verilebilir. (HMK.m.26/1)
    Mahkemece, dava konusu ile ilgisi bulunmayan, hükümde yazılması gereksiz hüküm bölümünün hemen üzerinde yer alan "Gerekçeli karar yazımının gecikmesi mahkeme derdest sayısının 1000"e ulaşması, tek hakim olması ve katip eksikliği nedeniyle olmuştur. 30 günlük süre elde olmayan nedenlerle açılmıştır." şeklinde yazılan bölümün de hükme yazılması doğru bulunmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi