18. Ceza Dairesi 2015/21724 E. , 2016/11940 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hüküm yönünden;
Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Bu itibarla, 01/11/2009 tarihinde mağdur polisler tarafından düzenlenen ve içeriği kolluk aşamasında ifadesi alınan mağdurlar tarafından da doğrulanan tutanakta yer verilen “siz nasıl polissiniz lan, burada dayak yiyoruz siz ondan sonra geliyorsunuz, biz buradayız delikanlıyız hani bizi dövenler nerede, siz nasıl adamsınız lan gidin yakalayın onları”;“yürüyün gidin lan işinize, sizin yapacağınız polislik ancak bu kadar olur”; “vermiyoruz lan kimliğimizi yürüyün gidin işinize”;“gidin bizi dövenleri bulup arayın, bırakın lan bizi biz terörist miyiz ne yaptık lan” ;“bir şey yok üstümüzü de arayamazsınız gidin işinize başkasını arayın”;“açın lan kelepçeyi bırakın ulan bizi” şeklinde, kaba ifade ve ağır eleştiri niteliğindeki sözlerin, mağdurların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden ve düzenlenen bu tutanakta sanığın başka bir söz kullanmadığının tespit edilmesi karşısında, mahkemece hangi sözlerin sinkaflı sözler olduğu ve hangi delile dayanıldığı açıklanmadan, sanık hakkında yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
b) Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hüküm yönünden;
Görevi yaptırmamak için direnme suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bunun dışında, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunulması durumunda görevli memurların, bireysel özgürlüğü ve beden bütünlüğünü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Kamu görevlisinin kendisine verilen görevi yerine getirmesini engellenmesine karşı yasal düzenlemeyle görevli memura yönelik koruma sağlamaktadır. TCK cebir terimi maddi ve manevi zorlamayı içermektedir. Maddi cebir yaralama suçu oluşturacak şekilde bir şiddet içerdiği, şiddetin de bireye yönelik fiziksel güç kullanılması olarak tanımlandığı kabul edilmektedir. TCK 265/1. maddesinde tanımlanan cebir öğesi, görevini yerine getirmeye çalışan kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında olmalıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder. Bu açıklamalar çerçevesinde, olay tarihinde bir kavga olayının vuku bulduğuna dair ihbarı değerlendiren mağdur polislerin olay yerine gittiği, olay yerinde bulunan sanığın etrafa bağırdığının tespit edilmesi üzerine kimlik kontrolü yapmak ve kaba üst aramasında bulunmak isteyen polislere hitaben ayrıntısı 01/11/2009 tarihli mağdur polisler tarafından düzenlenen tutanakta belirtildiği üzere, “vermiyoruz lan kimliğimizi yürüyün gidin işinize”, “gidin bizi dövenleri bulup arayın, bırakın lan bizi biz terörist miyiz ne yaptık lan” ;“bir şey yok üstümüzü de arayamazsınız gidin işinize başkasını arayın”;“açın lan kelepçeyi bırakın ulan bizi” şeklinde sözler kullandığı, mağdur polislerin de kolluk aşamasında alınan beyanlarında sanığın kendilerine karşı herhangi bir cebir ya da tehdit eyleminde bulunduğundan bahsetmedikleri ve sanığın yargılamanın aşamalarında alınan savunmalarında atılı suçu kabul etmediğini savunması karşısında, görevi yaptırmamak için direnme suçunda aranan cebir ya da tehdit unsurunun ne şekilde oluştuğu, delillere dayalı alarak açıklanmadan, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle CMK"nın 230/1-b maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine, 31/05/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.