12. Ceza Dairesi 2013/14284 E. , 2014/4496 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal etme
Hüküm : TCK"nın 134/1 – 2. cümle, 35/2, 53/1, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet.
Özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, gerek süre tutum dilekçesinde duruşma talebinde bulunulmayıp yasal süresi içerisinde yapılmaması ve gerekse hükmedilen cezanın türü ve miktarı itibarıyle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318 ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine ve incelenen dosya içeriğine göre, sanığın, olay tarihinde gittiği bara ait kadınlar tuvaletindeki kabinlerden birinin içerisine girip internetten sipariş ettiğini söylediği çalışır vaziyetteki kamerayı yan taraftaki kabine bırakarak beklemeye başladığı, katılandan önce kabine giren kimliği tespit edilemeyen bir kadının tuvalet ihtiyacını giderdiği sıradaki görüntüsünü kaydedip tekrar beklemeye başladığı, katılan mağdurenin de, tuvalet ihtiyacını giderdiği sırada, çalışır vaziyetteki kamerayı tuvaletin iç kısmına doğru uzatıldığını fark etmesi üzerine, kamerayı yerinden alıp toparlanıp dışarı çıkarak, durumu ilgili iş yeri yetkililerine bildirmesi sonucu başlatılan adli soruşturma kapsamında, sanıktan alınan kamera cihazında içerisinde, katılandan önce içeri giren kimliği tespit edilemeyen bayanın tuvalet kabininde çekilmiş müstehcen içerikli görüntüsünün tespit edildiği, katılanın görüntülerinin ise, görüntünün fulu ve belirsiz olması, katılanın cihazı farkederek toparlanması ve çalışır vaziyetteki cihazı yerinden alması gibi hususlar gözetildiğinde sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığının tespit edildiği olayda, katılan mağdurenin, fiziksel mahremiyetlerini içeren görüntüsünü kaydetmeye teşebbüs eden sanığın eylemlerinde, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurları itibariyle oluştuğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin, savunma hakkının kısıtlandığına, taraf ve tanık beyanlarının çelişkili olduğuna, hükmün gerekçesinin yetersiz olduğuna, delillerin mahkumiyete yeterli olmadığına, sanığın suç işleme kastı ile hareket etmediğine, cezanın adli para cezasına çevrilmesi veya ertelenmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilmesine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK’nın 53. maddesinin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturacak biçimde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, üçüncü paragrafının, “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (d), (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan aynı Kanunun 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hakları kullanmak yönünden ise, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanunun 53/3. maddesi gereğince koşullu salıverilmesine kadar, diğer kişiler bakımından TCK"nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” şeklinde düzeltilmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.