Davacı tarafından, davalı aleyhine 26.10.2009 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen 18.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı S.. D.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı vekili davacının mirasçı sıfatı ile bu davayı açma ehliyeti bulunmadığı gibi hak düşürücü süre, fiili taksim ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacı tarafın dava şartı niteliğinde olan dava ehliyetinin olmadığı, tapuda paydaş olan miras bırakanın diğer mirasçılarının davaya onaylarının alınmadığı gerekçesiyle dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. Davacı Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde 27.10.2011 tarihinde elbirliği halinde mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davası açmış ve 24.11.2012 tarihli kesinleşen ilam ile davacı paylı malik olmuştur. Mahkemece davacıya bu hükmün infazı için uygun süre verilerek payın davacı adına tescili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; davacının dayandığı payın elbirliği mülkiyete konu olması halinde davacı vekiline yukarıda açıklandığı şekilde diğer mirasçıların onayını alamadığı takdirde TMK"nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için dava açmak üzere süre verilmesi ve dava açılırsa sonucu beklenerek davanın atanacak temsilci huzuruyla görülmesinin gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.