Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15247
Karar No: 2013/13741

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/15247 Esas 2013/13741 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı muris muvazaası hukuksal nedeniyle tapu iptali, tescil ve tazminat isteyerek dava açmıştır. Mahkeme, davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve zamanaşımı gerekçesiyle reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun kararına göre, miras bırakanın ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, mahkemenin neticeye gitmeden önce tarafların iddialarını ve savunmalarını doğrultusunda delilleri toplaması, araştırma ve inceleme yapması gerekmektedir. Karar, bu nedenle bozulmuştur. Kanun maddeleri: 6098 TBK m. 611, TBK m. 614, BK m. 511, BK m. 514, TBK m. 19 ve BK m. 18, 1086 sayılı HUMK m. 428.
1. Hukuk Dairesi         2012/15247 E.  ,  2013/13741 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇORLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/06/2012
    NUMARASI : 2012/55-2012/254

    Yanlar arasında görülen tapu  iptali  ve  tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar  davacı  vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.10.2013  Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S.İ.ile  temyiz edilen davalı K.A. vekili Avukat S.K.  geldiler, davetiye tebliğine  rağmen  diğer  temyiz  edilen  davalılar  S. A.vd. vekili  Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali - tescil ve tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,  hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve zamanaşımı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların miras bırakanı N. A.’un maliki olduğu 19 parça taşınmazını 16.12.1993 tarihinde oğulları K.ve Ü."a ölünceye kadar bakım akdi ile temlik ettiği, daha sonra bu taşınmazlardan  5 parçasının dava dışı 3.kişilere satıldığı, davacının anılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ayrıca davalı K. tarafından 3.kişilerden satın alınan 8 parça taşınmazın bedelini de miras bırakanın ödediğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK  m. 614 (BK) m. 514)).
                                                      

     

     


    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.   
                Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 günlü ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
                 Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mâmelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Öte yandan; muris muvazaası iddiasına dayalı davaların, terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğini taşıdığından ve yolsuz tescil niteliğinde olduğundan, herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği sapma göstermeyen yargısal içtihatları ve aynı yöndeki öğreti görüşü ile benimsenmiştir.
    Başka bir anlatımla muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez. 01.04.1974 günlü 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, davacı miras bırakanın halefi olarak değil, miras hakkının çiğnenmesinden ötürü zarara uğrayan kişi olarak ve kendi miras hakkına dayanarak dava açmaktadır. Dava hakkı da miras bırakanın ölümü ile doğmaktadır. Bu iddianın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde değerlendirilmesi doğru değildir.
    Hal böyle olunca, mahkemece tarafların iddiaları ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanarak gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmek suretiyle miras bırakanın davalılara yaptığı temliklerin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığının tespiti ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile anılan husus gözardı edilerek neticeye gidilmiş olması doğru değildir.
    Davacının bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle  (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına,  01.10.2013  tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi