Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15394
Karar No: 2013/13740
Karar Tarihi: 01.10.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/15394 Esas 2013/13740 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı T.Ö.'ye ait bir taşınmaza davalı şirketin imara ve komşuluk hukukuna aykırı olarak yaptığı inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesi ve yıkım davası açılmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır ve komşuluk hukuku yönünden yapılan araştırma yeterli değildir. Bu nedenle yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulup keşif yapılması ve gerçekleşen tecavüzlerin giderilmesi için alınacak önlemleri belirleyen bilimsel bir rapor alınması gerektiğine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. ve 42. maddeleri
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683. ve devamı maddeleri
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 737. ve takip eden maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2012/15394 E.  ,  2013/13740 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/05/2012
    NUMARASI : 2009/41-2012/119

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi-yıkım davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekili tarafından  yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.10.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı T.Ö. ile diğer  temyiz eden vekili Avukat D. K. Ş. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çaplı taşınmaza hem doğrudan tecavüz, hem de dolaylı, bir başka ifadeyle imara ve komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 155 ada 19 parsel sayılı dükkanlı ev niteliğindeki taşınmazın davacı T. Ö. ve dava dışı kişiler adına verasette iştiraken kayıtlı olduğu, komşu 155 ada 1 sayılı parselin bahçeli kargir hane ve 20 sayılı parselin ise kargir apartman vasfı ile davalı şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı, davalının komşu parsellerde yaptırdığı otel inşaatının ruhsatsız, kaçak ve komşuluk hukukuna aykırı olduğu gibi kendisine ait 19 no"lu parsele de tecavüzlü olduğunu, 1 ve 20 parsellerdeki binaların kaçak olarak birleştirilip, güçlendirme yapılarak statik risk oluşturduğunu, davalının inşaatı nedeniyle havasız ve güneşsiz kaldığını, 155 ada 1 ve 20 parselde yapılan kaçak güçlendirme, birleştirme, yapılaşma faaliyetleri nedeniyle verilen idari yıkım kararlarının uygulanması gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki, 3194 sayılı İmar Kanununun öngördüğü tadilat ve inşaatlar için ruhsat alınması zorunluluğuna uyulmamış olması 3194 sayılı Yasanın 32. ve 42.maddeleri gereğince idari yaptırımı gerektirir. Salt imara aykırılığın idareyi ve idari yargıyı ilgilendirdiği kuşkusuzdur. Ancak, diğer iddiaların 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683. ve devamı maddelerdeki mülkiyet hakkı ve aynı Yasanın 737. ve takip eden maddelerinde öngörülen komşuluk hukuku ile ilgili düzenlemeleri gözetilmek suretiyle çekişmenin çözüme kavuşturulacağı açıktır.
    Ne var ki, mahkemece, hem doğrudan tecavüz iddiası nedeniyle hem de komşuluk hukuku yönünden hükme yeterli bir araştırma  yapılmamıştır. Şöyle ki, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi yönünden alınan bilirkişi raporu çelişkilidir. Bilirkişiler, 20 sayılı parsel üzerine davalı tarafından yapılan yeni yapının 0,007 m2"lik ( yani 5 cm ile 13 cm"lik) kısmının davacıya ait 19 no"lu parsele taşkın olduğu, bu tecavüz miktarının tecvizi hata dahilinde kaldığı ve inşaat sırasında kalıp şişmesi nedeniyle oluşmasına rağmen ruhsatsız ve projesiz inşa edilen bu kısımdaki tecavüzün traşlanarak giderilebileceğini bildirdikleri halde; ek raporlarında, 20 sayılı parseldeki projesiz ve ruhsatsız binanın 0,007 m2"lik kısmının traşlanarak giderilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, Encümen Kararına istinaden ruhsatsız ana yapının tamamının yıkılarak eski hale getirilmesi gerektiğini, dolayısıyla 20 sayılı parseldeki ana yapıdaki tüm taşkınlıkların ana binanın tamamının kal"i halinde giderilebileceğini bildirmişlerdir.
    Komşuluk hukuku yönünden yapılan araştırma ve inceleme de yeterli değildir. Bilirkişi raporunda komşuluk hukuku yönünden yapılan tecavüzlerin neler olduğu ve zararın giderim şekli hükme elverişli bir biçimde belirlenmemiştir.
    Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet, geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıktan kaçınmakla yükümlü kılan aynı Kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini göz önünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. 
    Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.            
    Hal böyle olunca; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması, özellikle yerinde yeniden içinde inşaat statiği konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak keşif yapılması, davacı taşınmazına fiili elatmanın olup olmadığının, varsa tecavüzün giderim şeklinin ve tecavüzlü kısmın yıkımı halinde kalan binanın durumunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, daha önce alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, ondan sonra komşuluk hukuku bakımından bir taşkınlık olup olmadığı konusunda yukarıdaki ilkeler doğrultusunda bilirkişi heyetince bir araştırma ve inceleme yapılarak, davalının 1 ve 20 sayılı parsellerdeki yapılanmaları nedeniyle komşuluk hukukuna aykırı durumların neler olduğunun tek tek belirlenmesi, gerçekten de bir tecavüz var ise hak ve nesafet ölçüleri gereğince zararın giderilmesi için alınacak önlemleri gösteren bilimsel verilere dayalı gerekçeli bilirkişi raporunun alınması infazı sağlamaya yarar kroki düzenlettirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. 
    Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.  

     

     


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi