10. Hukuk Dairesi 2016/10440 E. , 2016/14840 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hak sahibi konumundaki davalıya yersiz ödenen ölüm aylığının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 14.10.2002 tarihinde kesinleşen davalıya, 30.04.2002 günü yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla 506 sayılı Kanun kapsamında bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca kesilerek, 17.10.2008 – 19.09.2013 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıkların tahsili için icra takibi yapıldığı anlaşılmakta olup Mahkemece yapılan yargılama sonunda yazılı biçimde hüküm tesis edilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Somut olayda; Mahkemece filli birlikteliğin tespiti yönünden yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli görülmemektedir. Öncelikle Kurum tarafından tanzim olunan denetim raporunun eki tutanakta davalı ...’ın ikametgahı olduğu belirtilen “... Mah. ... sok. No:1 .../...” adresindeki binada komşusu olan 1 no"lu dairede oturan
...’un olduğunun tespit edilmesine rağmen sadece bir tanık beyanı ile Kurum raporu eki tutanağın doğrulanamayacağı gerekçesiyle dinlenilmediği,yine davalının oturduğu binanın zemin katında bakkal dükkanı işlettiği ve bu dükkanın arka tarafında bulunan odasında yaşadığı belirtilen davalının eşinin, bu yerde hayatını idame ettirmek için gerekli yaşam alanın var olup olmadığı konusunda Kurum inceleme raporu ile Mahkemenin yaptırmış olduğu emniyet araştırması sonucu ortaya konan tespitlerin birbiriyle çelişmesine rağmen bu çelişkinin Mahkeme tarafından giderilmeden karar verildiği görülmekle, Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle Kurum tarafından tanzim olunan denetim raporunun aksi ispat oluncaya değin geçerli belgelerden olduğu gözetilmek suretiyle, rapor eki tutanakta davalının ikametgah adresinin bulunduğu binadaki komşuları 1 no"lu dairede oturan ... ile tutanakta ismini vermek istemeyen komşuları şeklinde ifade edilen 2 ve 3 no"lu dairede oturan kişilerin kimliklerinin tespit edilerek tanık sıfatıyla dinlenilmeleri, davalının eşinin işlettiği bakkalda aynı zamanda bir yaşam alanı bulunup bulunmadığı hususundaki Kurum raporu ve zabıta araştırması sonucu ortaya çıkan tespitlerdeki çelişkinin giderilmesi, ayrıca söz konusu işyerine komşu işyerlerinde tanık olabileceklerin de tespit edilerek istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, davacı talebinin tahkiki ve işin esası incelenmek suretiyle araştırma yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.