19. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8940 Karar No: 2016/23427 Karar Tarihi: 14.12.2016
6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/8940 Esas 2016/23427 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir 6831 Sayılı Kanun'a aykırılık suçuyla ilgili davada, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bir kararına göre, bozma halinde sanığın diyeceği sorulması gerektiği belirtilmiştir. Ancak bu davada sanığa böyle bir soru sorulmadığı için savunma hakkının kısıtlandığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca, davada kendisini vekille temsil ettiren İdare lehine hüküm verilmesi gerektiği halde ayrıca müsadere edilen emval değerine göre nisbi vekalet ücretine de hükmedilmesi kanuna aykırı bulunmuştur. İlgili kanun maddeleri ise şu şekildedir: 1412 sayılı CMUK'nın 326 ve 321, 5271 sayılı CMK'nın 307/2 maddeleri, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 112, 113 ve 114. maddeleri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ndeki maktu ve nisbi vekalet ücretleri.
19. Ceza Dairesi 2016/8940 E. , 2016/23427 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden reddine, Ancak; 1) Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23.11.2010 tarih ve 7/191-227 sayılı kararında “Hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 326 ve 5271 sayılı TCK"nın 307/2. maddeleri uyarınca zorunludur. Savunma hakkının sınırlandırılamayacağı ilkesine dayanan bu zorunluluk uyarınca, sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı tanınmalıdır.” hususlarına yer verilmiş olup; somut olayda davaya yeniden bakan mahkemece bozma üzerine yapılan yargılamada, ilk hükümle mahkumiyet kararı verilen sanık hakkında, Yargıtay ... Ceza Dairesinin 2013/29723 E, 2014/2283 K. sayılı ve 23/01/2014 tarihli bozma kararı sanık aleyhine olmasına rağmen, sanığın duruşmaya katılımı sağlanıp bozmaya karşı diyeceklerinin sorulmaması suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde 1412 sayılı CMUK"nın 326 ve 5271 sayılı CMK"nın 307. maddelerinin ihlal edilmiş bulunması; 2) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde vekalet ücreti, maktu ve nisbi olmak üzere belirlenmiştir. Maktu vekalet ücreti, davanın konusunun para olmadığı veya para ile ölçülemediği hallerde belirlenen ücret, nisbi vekalet ücret ise davanın konusunun para olması veya para ile ölçülebilir olması halinde bu değer üzerinden belirlenen ücrettir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 365/2. maddesinin aksine ceza davalarında şahsi hak talebi halinde mahkemece bu hususta da karar verilmesi gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmaması ve 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 112, 113 ve 114. maddeleri hükümleri karşısında; davada kendisini vekille temsil ettiren katılan İdare lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrıca müsaderesine karar verilen emval değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine de hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.