Yanlar arasında görülen eski hale getirme tazminatı ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, eski hale getirme tazminatı bakımından kabulüne, ecrimisil bakımından ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza dökülen molozlar, kurulan şantiye, konteynır, açılan foseptik çukuru vs. nedeniyle eski hale getirme bedeli ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, eski hale getirme bedeli isteğinin kabulüne, ercimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 156 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davacılara ait olduğu, davalı şirketin komşu parselde yaptığı inşaat nedeniyle davacıların taşınmazının bir bölümüne moloz döktüğü, şantiye kurduğu, konteynırlar yerleştirdiği, foseptik çukuru açtığı anlaşılmaktadır. Esasen bu hususlar tarafların da kabulündedir. Ne var ki, 23.06.2011 tarihinde yapılan keşifte bilgisine başvurulan bilirkişiler taşınmazın eski hale getirildiğini rapor etmişlerdir. Bu durumda taraflar arasındaki çekişmenin işgalin başladığı tarihin tespiti, dolayısıyla ecrimisilin hangi tarihten itibaren hesaplanacağı ve eski hale getirme bedelinin hangi tarafça karşılanacağı noktalarında toplandığı kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere, ecrimisil kötü niyetli zilyetin, malike ödemekle yükümlü olduğu bir bedeldir. Taraf yetkililerince imzalanan 26.05.2010 günlü belgede taşınmazın eski hale getirileceği 03.06.2010 tarihinde davacı tarafa teslim edileceği kararlaştırılmış ise de, taşınmaz eski hale getirilmiş biçimde teslim edilmemiş ise, işgalin başlangıcı tarihinden dava tarihine kadar dönem için ecrimisile hükmedilmesi gerektiği açıktır.
Ne var ki; mahkemece, gerekçede işgalin 2008 yılı Mayıs ayında başladığı kabul edilmekle birlikte, ecrimisil hesabı 03.06.2010 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için yapılmıştır. Yukarıda da ifade edildiği gibi, davalı taraf molozları, kurulan şantiyeyi, konteynırı, açılan foseptik çukurunu v.s kaldırarak davacıya taşınmazı teslim etmiş ise, ecrimisilin başlangıç tarihinin doğru olduğunu söylebilme imkanı yoktur. Öte yandan, her iki tarafta molozların kendileri tarafından kaldırıldığına ilişkin faturalar ibraz etmişlerse de, bu faturaların çekişme konusu taşınmazlara ilişkin olduğu anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca; öncelikle işgal tarihinin ve eski hale getirme tarihinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, bu saptamaya göre ecrimisil hesabının yaptırılması, daha sonra eski hale getirme işleminin taraflardan hangisi tarafından yerine getirildiğinin açıklığa kavuşturulması, bu yönde yanların bildirecekleri delillerin toplanması, davalı tarafından eski hale getirildi ise eski hale getirme talebine ilişkin isteğin reddedilmesi, aksi halde eski hale getirme bedelinin yeniden saptanması ve bu bedelin hüküm altına alınması gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.