Ceza Genel Kurulu 2019/189 E. , 2020/203 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 18. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 217-437
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında fuhuş suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, Karasu Asliye Ceza Mahkemesince 17.04.2008 tarih ve 199-239 sayı ile sanıkların eylemlerinin insan ticareti suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince de 25.09.2008 tarih ve 309-212 sayı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 14.04.2009 tarih ve 2685-4624 sayı ile görevsizlik kararı kaldırılan Karasu Asliye Ceza Mahkemesince 24.06.2014 tarih ve 217-437 sayı ile sanıkların eylemlerinin fuhuş suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanıkların TCK"nın 227/2, 43/1, 62, 52-2-4 ve 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 3 yıl 9 ay hapis ve 5.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanık ...’nun cezasının anılan Kanun’un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükümlerin sanıklar ... müdafiileri ile sanıklar .....tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesince 04.12.2018 tarih ve 16758-16360 sayı ile;
"1- Tüm dosya kapsamına göre, sanıkların cezalandırılmasına karar verilen fuhuş suçunun dinleme kararının verildiği tarihe göre CMK"nın 135/7. maddesinde iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması için belirlenen katalog suçlar arasında yer almaması karşısında dinleme kayıtlarının hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş yasak delil niteliğinde olacağı, bu yöntemlerle elde edilen delillerin de karara dayanak yapılmasının mümkün olamayacağı, ayrıca sanıkların aşamalarda alınan beyanlarında suçlamaları kabul etmedikleri, mağdurların alınan beyanlarında sanıklar tarafından kendilerine karşı bir fuhuş eyleminden bahsetmedikleri, bu suretle, dinleme kayıtları dışında sanıkların dosyada mağdur olarak gösterilen şahıslara karşı fuhuş suçunu işlediğine dair delil bulunmadığı anlaşılmakla sanıkların beraati yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
2- Kabule göre de; sanık ...’nun savunması alınmadan karar verilmesi suretiyle, CMK"nın 191 ve 193. maddelerine aykırı davranılması" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 19.01.2019 tarih ve 92015 sayı ile;
" ...
Bu açıklamalar çerçevesinde; Karasu ilçesinde faaliyet gösteren Kader 2 Pansiyonu"nu işleten sanık ..."in diğer sanıklar Tatiana, Minera ve "Favori 1" isimli müzikolde çalışan Şefik tarafından temin edilen yabancı uyruklu bayanların erkeklerle para karşılığı cinsel ilişkiye girmeleri için oda tahsis ettiği ve yine Karasu"da faaliyet gösteren "Karasu Müzikol" isimli gazinoyu işleten sanık ... ile Kervan Restaurant"ın sahibi sanık ... ve "Cafe Evin 54" isimli işyerini işleten sanık ..."nun kimlikleri tespit edilemeyen ancak telefon görüşmelerine ait tutanaklardaki konuşmalarına göre yabancı uyruklu bayanların işyerlerinde müşteri bulmalarına aracılık ettikleri, yer ve imkan sağladıkları bu şekilde üzerilerine atılı fuhuş suçunu işledikleri mağdurelerin aşamalardaki anlatımlarına, savunmalara, bir kısım tanık beyanlarına, dosyada yer alan telefon görüşmelerine ait tapelere ve dosya kapsamına göre, sanıkların üzerlerine atılı bulunan fuhuş suçunu işledikleri dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
...
Yargıtay 18 Ceza Dairesince verilen bozma kararında, sanıkların fuhuş suçunu 23/03/2007 tarihinde işlediğini, bu tarihte 5353 sayılı yasayla yapılan değişiklik sonucunda yürürlükte bulunun 5237 sayılı CMK"nın 135/7. maddesinde yazılı katalog suçların yalnız TCK"nın 227. maddesinin üçüncü fıkrasını kapsadığını, TCK"nın 227. maddesinde yazılı diğer fıkraların katalog suçlar kapsamında bulunmadığını, suç tarihi itibariyle elde edilen iletişimin tespitine ilişkin kararların yasak delil niteliğinde olduğunu ve hükme dayanak yapılamayacağı kabul edilerek hükmün bozulmasına karar verildiği,
Ceza Genel Kurulunun, 12.06.2007 gün ve 154-145 sayılı kararında da belirtildiği üzere, suçun nitelik değiştirmesi ve aynı suçun diğer fıkrasına ait bir suçu oluşturmasının mümkün olduğu durumlarda, elde edilen delillerin hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delil olarak kabulü ile hükme esas alınması gerekmektedir.
Sanıkların fuhuş suçunun üçüncü fıkrasında yazılı suç 5560 sayılı Yasa"nın 45. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı, ve söz konusu düzenlemenin, TCK"nın 80. maddesinde yazılı insan ticareti suçuna ilave edildiği, eylemin suç olmaya devam ettiği, ayrıca sanıklar hakkında açılan kamu davasında sanıkların fuhuş suçunun hangi maddesinin işlenip işlenmediğinin, yerel mahkemesince yapılacak yargılamanın sonucunda belli olacağı,
Bu çerçevede; hangi fıkraya ilişkin suçun sübut bulması durumunda suça konu elde edilen iletişimin tespitine ilişkin delillerin yerel mahkemece hükme dayanak yapılması gerektiği" görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 18. Ceza Dairesince 19.02.2019 tarih ve 485-3375 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık ... Gachechalidze hakkında yapılan yargılama neticesinde kabahat olduğu sonucuna varılan eylemle ilgili soruşturma zamanaşımının dolduğundan bahisle idari para cezası verilmesine yer olmadığına dair verilen hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanıklar Tatiana, Minara, Bayram, Cihan, Haydar, Şefik ve Yakup hakkında fuhuş suçuyla sınırlı olarak yapılacaktır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında fuhuş suçuyla ilgili olarak CMK’nın 135. maddesi uyarınca alınan iletişimin denetlenmesi kararları üzerine elde edilen delillerin işlem tarihi itibarıyla hukuka uygun olup olmadığı, bu bağlamda hükme esas alınıp alınamayacaklarının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Karasu Cumhuriyet Başsavcılığının 12.04.2007 tarihli ve 221-101 sayılı iddianamesi ile; sanıklar Tatıana, Minara, Bayram, Cihan, Haydar, Şefik ve Yakup hakkında zincirleme olarak 23.03.2007 tarihinde fuhuş suçunu işledikleri iddiasıyla TCK’nın 227/2, 43/2, 53 ve 63. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açıldığı,
Karasu Asliye Ceza Mahkemesince 17.04.2008 tarih ve 199-239 sayı ile; sanıkların eylemlerinin insan ticareti suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle üst mahkemeye görevsizlik kararı verildiği,
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince de 25.09.2008 tarih ve 309-212 sayı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince 14.04.2009 tarih ve 2685-4624 sayı ile Karasu Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırıldığı,
Karasu Asliye Mahkemesince 24.06.2014 tarihinde sanıkların fuhuş suçundan TCK"nın 227/2, 43/1, 62, 52-2-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyetlerine, hak yoksunluğuna ve sanık ...’nun cezasının anılan Kanun’un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
5237 sayılı TCK"nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle düşeceği düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun"un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
Sanıklara atılı fuhuş suçunun yaptırımı TCK’nın 227. maddesinin ikinci fıkrasında 2 yıldan 4 yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezası olarak öngörülmüş olup, anılan Kanun"un 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı sekiz yıl, aynı Kanun"un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise on iki yıldır. Aynı Kanun"un 66/6. maddesinde ise zincirleme suçlarda dava zamanaşımının son suçun işlendiği günden itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve son suçun 23.03.2007 tarihinde işlendiği iddia edilen eylemlerle ilgili olarak, on iki yıllık kesintili dava zamanaşımı süresinin, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 23.03.2019 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin fuhuş suçundan verdiği mahkûmiyet hükümlerinin gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nın, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının TCK"nın 66/1-e, 66/6, 67/4 ve CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının DEĞİŞİK GEREKÇEYLE KABULÜNE,
2- Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 04.12.2018 tarihli ve 16758-16360 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Karasu Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2014 tarihli ve 217-437 sayılı kararında sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında fuhuş suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının TCK"nın 66/1-e, 66/6, 67/4 ve CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 14.05.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.