Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10317
Karar No: 2013/13730

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/10317 Esas 2013/13730 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalılar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda mahkeme, davanın reddine karar verdi. Ancak, mahkeme, davalıların gerçek irade ve amacını tespit edemediği için verilen karar yanlıştır. Davacıların temyiz itirazı yerindedir ve karar bozuldu. Davanın kabul edilmesi gerektiği belirtildi. Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) maddesi ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi, muvazaalı tapu satış işlemlerine ilişkin şekil koşullarını düzenlemektedir.
1. Hukuk Dairesi         2013/10317 E.  ,  2013/13730 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : TAVAS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/01/2013
    NUMARASI : 2010/192-2013/41

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedilerek, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeği ve toplanan delillerden; miras bırakanın 6388 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu M. M.a, 6387 parsel sayılı taşınmazını davalı M."e satış suretiyle temlik ettiği, bilahare M."ün de 6387 parseli diğer davalı  Ş."ye satış suretiyle temlik ettiği, miras bırakanın 15.05.2006 tarihinde öldüğü, geride evlatları olan davanın tarafları ile dava dışı H. isminde çocuğunu yasal mirasçı olarak bıraktığı, davalı M."ün murisin akrabası, diğer davalı Ş."nin ise murisin gelini olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
    Hemen belirtmek gerekir ki;  bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olaya gelince; miras bırakanın 6387 parsel sayılı taşınmazını temlik ettiği M."ün beyanından ve diğer tanık beyanlarından anılan taşınmazın davalı Ş."ye aracı kullanılmak suretiyle bedelsiz devredildiği, her ne kadar Ş. 2. el konumunda ise de miras bırakanın gelini olması nedeniyle muvazaalı işlemi bilebilecek durumda olduğundan Türk Medeni Kanunu"nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır. Diğer taraftan 6388 parsel bakımında ise, miras bırakanın yurt dışında çalıştığı, paraya veya mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı, yine tanık ifadelerinden davalı M."ya yapılan taşınmaz devrinin de mal kaçırmaya yönelik ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.10.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.


     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi