12. Ceza Dairesi 2014/4574 E. , 2014/4457 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma
Hüküm : TCK"nın 179/3-2, 50/1-a, 52/2, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dairemizce verilen 09.12.2013 gün ve 2012/30671 E. 2013/28301 K. sayılı karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; ilk derece mahkemesinin 20.03.2012 tarihli kararı ile sanık hakkında hapis cezasına hükmedilip bu cezanın TCK"nın 50/1-a maddesi uyarınca seçenek yaptırım olarak adli para cezasına çevrilmesine karar verilerek 7.300 TL. adli para cezasına çevrildiğinin belirttiği ancak devamında sanığın "1 yıl süreyle alkollü içki kullanmaktan yasaklanmasına, alkollü içki servis edilen gazino, bar, lokanta gibi yerlere gitmekten men"ine, hükmün kesinleşmesi ile birlikte 30 gün içinde seçenek tedbirlerin yerine getirilmeye başlanmaması veya aksatılması halinde takdir edilen kısa süreli hapis cezasının tamamen infaz edileceğinin sanığa ihtarına hükmedildiği", ilk derece mahkemesince karar verilip dosyadan el çektikten sonra, dosyanın yeniden ele alınarak 03/05/2012 gün ve 2011/1114 E. 2012/309 K. sayılı ek karar ile; 20/03/2012 gün ve 2011/1114 E. 2012/309 K. sayılı ilamdaki, "1 yıl süreyle alkollü içki kullanmaktan yasaklanmasına, alkollü içki servis edilen gazino, bar, lokanta gibi yerlere gitmekten men"ine, hükmün kesinleşmesi ile birlikte 30 gün içinde seçenek tedbirlerin yerine getirilmeye başlanmaması veya aksatılması halinde takdir edilen kısa süreli hapis cezasının tamamen infaz edileceğinin sanığa ihtarına" ilişkin kısmın karardan çıkarılmasına karar verildiği, CMK"nın 223. maddesi uyarınca duruşmayı bitirip bir hüküm veren mahkemenin yasal bir zorunluluk olmadan dosyayı ele alıp önceki hükümde bir değişiklik yapamayacağının açık olduğu, bu şekilde verilen yeni kararın yok hükmünde ve yapılan düzeltmenin hukuken bir geçerliliğinin de olmayacağı, kanun yolu incelemesinde incelenecek hükmün ise mahkeme tarafından verilen ilk hüküm olduğu, somut olayda, Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/03/2012 tarihinde verdiği kararda, sanık hakkındaki hürriyeti bağlayıcı cezayı hem adli para cezasına hem de belirli yerlere gitmeden yasaklama seçenek yaptırımına çevirerek hükmü infazda tereddüt olacak şekilde karıştırdığının açık olduğu, bu nedenlerle, mahkemece hüküm kurulduktan sonra dosyanın yeniden ele alınarak 03.05.2012 tarihinde verilen ek kararın hukuken yok hükmünde olduğu kabul edilerek 20.03.2012 tarihli hükme yönelik temyiz incelemesinin yapılması, bozma ilamındaki nedenler yanında "sanık hakkındaki hürriyeti bağlayıcı cezanın hem adli para cezası hem de belirli yerlere gitmeden yasaklama seçenek yaptırımına çevirerek hükmün infazda tereddüt olacak şekilde karıştırılması" nedeniyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle itiraz edilmekle,
02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen (2) ve (3). fıkra hükümleri uyarınca itiraz konusunun değerlendirilmesi sonunda,
A- İtirazın kabulü ile 09.12.2013 gün ve 2012/30671 E. 2013/28301 K. sayılı Dairemizin DÜZELTİLEREK ONAMA kararının KALDIRILMASINA,
B- Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesinin 20.03.2012 tarih ve 2011/1114 Esas-2012/309 Karar sayılı hükmü ile ilgili olarak,
Sanığın hakkındaki 20.03.2012 tarihli hükmü temyiz etmesinden sonra, Mahkemece dosyanın ele alınarak hükümdeki “sanığın 1 yıl süreyle alkollü içki kullanmaktan yasaklanmasına, alkollü içki servis edilen gazino, bar, lokanta gibi yerlere gitmekten MEN"İNE, hükmün kesinleşmesi ile birlikte 30 gün içinde seçenek tedbirlerin yerine getirilmeye başlanmaması ve ya aksatılması halinde takdir edilen KISA SÜRELİ HAPİS CEZASININ TAMAMEN İNFAZ EDİLECEĞİNİN SANIĞA İHTARINA” ilişkin kısmın karardan çıkartılmasına ilişkin 03.05.2012 tarihli ek kararının hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sübuta, ertelemeye ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Sanık hakkında TCK"nın 51. ve CMK"nın 231. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken “sanığın ileride bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkemede kanaat oluşmadığı” şeklindeki gerekçe yanında başka bir hükme ait olduğu açıkça anlaşılan “olayda 2 kişinin yaralanmış bulunması” şeklindeki gerekçeye yer verilmesi,
2) TCK"nın 53/6. maddesinde belirtilen ehliyetin geri alınmasına dair güvenlik tedbirinin sadece taksirle işlenen suçlarda uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde sürücü belgesinin 1 yıl süreyle geri alınmasına karar verilmesi,
3) Sanık hakkındaki hürriyeti bağlayıcı cezanın hem adli para cezası hem de belirli yerlere gitmeden yasaklama seçenek tedbirine çevrilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hükmün karıştırılması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün sanığın sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin 5. bendi, seçenek tedbire ilişkin 6. bendi ve ihtarata ilişkin 7. bendi ile 8. ve 9. bentlerindeki “olay sırasında iki kişinin yaralanmış bulunması” ibarelerinin hükümden çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.