Esas No: 2022/1904
Karar No: 2022/8698
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/1904 Esas 2022/8698 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/1904 E. , 2022/8698 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Davacı ... ve ...vekili Av.... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 20/03/2013 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/11/2019 günlü karara karşı davalılardan ... ve ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 25/02/2021 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR
Davacılar vekili, davalılardan ... Sigorta A.Ş'nin ..., ...'ın işleten ve ...'in sürücüsü olduğu ticari minibüsün müvekkillerine çarptığını, ....’nın ağır şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve ticari minibüs şoförlüğü yapmasına rağmen SRC belgesine sahip olmadığını, ...’nın beş kez ameliyat geçirdiğini, buna rağmen sağlığına kavuşamadığını,... da kaza nedeniyle yaralandığını belirterek uğradıkları maddi ve manevi zararın giderilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karara karşı davalılardan ... ve ... vekili istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Davalı ...’in davacılardan ...’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar bakımından temyiz sınırı ayrı ayrı belirlenecektir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı dikkate alındığında 2021 yılı için 78.630,00 TL’dir. HMK 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince temyiz edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri 78.630,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkeme kararlarının temyizi kabil değildir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir.
Temyiz eden davalı tarafından adı geçen davacı bakımından temyize konu edilen miktar, yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp temyiz dilekçesinin HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalı ...’in davacılardan ... Baldır’a yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3.Davalı ...’in davacılardan ...’a yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava tarihi 20/03/2013 olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında 09/05/2014 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve bozma nedeni yapılmamıştır.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, hükme esas alınan 18/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı ... için beden gücü tazminatı hesaplanırken aktif dönemin 20 yıl üzerinden hesaplanması gerekirken 30 yıl üzerinden hesaplandığı ve bu şekilde 10 yıl fazladan hesaplama yapılarak bulunan miktarın hüküm altına alındığı anlaşılmakla; hesap raporu tarihindeki veriler esas alınarak ek bilirkişi raporu alınıp aktif dönemin 20 yıl üzerinden hesaplanarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in davacılardan ...’a yönelik temyiz dilekçesinin HMK 362/1-a maddesi gereğince REDDİNE, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in davacılardan ... Baldır’a yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in davacılardan ...’a yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bölge adliye mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve ilk derece mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 14/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.