13. Hukuk Dairesi 2017/66 E. , 2019/12660 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, mali müşavir olduğnu, davalı için de mali müşavirlik hizmeti verdiğini, davalı hakkında icra takibi başlattığını, bu sebeple alacağının, davalıya vermiş olduğu mali müşavirlik hizmetleri karşılığı olan alacağına dayandığını, buna ilişkin düzenlediği ...Vergi Dairesine sunulmuş KDV beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, ... formları ve sair beyanname ve belge suretlerinin olduğunu, davalının muhasebesi ile ticari defterlerini tuttuğunu, ilgili beyannameler ile formları eksiksiz olarak ilgili vergi dairesine verdiğini ve mali müşavir olarak yapması gerekli tüm iş ve işlemleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna rağmen davalının hizmete karşılık ödeme yapmadığını, bu sebeple davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazların iptaline, takibin devamına, davalı tarafın kötü niyetli itirazı nedeniyle borcun likit olması karşısında alacağın %20"sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, yargılama aşamasında hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, 2010-2012 yıllarına ilişkin muhasebeci mali müşavirlik sözleşmesinin davacı tarafından ibraz edilemediği, davacı yanın muhasebeci ve mali müşavirlik ücretini neye göre hesapladığının kalem kalem dökümünün davacı tarafça yapılamadığı, davalı tarafça da davacı tarafça kendisine mali müşavirlik hizmeti verildiği hususunun kabul edilmediği, ispat olunamayan bir sözleşme ve verildiği ispatlanamayan bir hizmet nedeniyle takip konusu yapılan alacak isteminin yerinde olmadığı ve itirazın iptali şartlarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Ancak Gelir İdaresi Başkanlığından 04/10-12/2011 tarihleri arasında verilen KDV beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, 2010-2011-2012 yıllarına ait ... formları, davacıya ait 2010-2012 dönemli katma değer vergisi ile gelir geçici vergisi beyannameleri ile; davacı vekili tarafından ...Vergi Dairesine sunulmuş 2010-2012 yıllarına ilişkin KDV beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, ... formları ve sair beyanname ve belge suretlerinin dosyaya celp edildiği görülmüştür. Davacı yanın, davalı ile aralarında yazılı sözleşme bulunduğu ancak temin edilemediği ve buna göre hizmetin verildiği tarihteki Yeminli Mali Müşavirlik Ücret Tarifesine göre ücret talep etikleri yönünde beyanı olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. O halde, mahkemece davacının duruşmadaki beyanı ve hizmet verildiği iddia edilen döneme ilişkin makbuzlar, beyannameler ve defterler de dikkate alınarak, dosyadaki mevcut deliller bir bütün olarak değerlendirilip, taraf iddia ve itirazlarını karşılayacak şekilde, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermek gerekmekteyken; değinilen bu yön gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.