Esas No: 2022/2987
Karar No: 2022/8736
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/2987 Esas 2022/8736 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen trafik kazası sonucu araçta hasar oluşan davacı, Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurarak tazminat talep etmiştir. Ancak itiraza konu kararın 40.000 TL'nin altında olması nedeniyle dava açılamayacağından ve kesin hüküm dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından temyiz edilen karar, esastan inceleme yapılmadan usulden reddedildiği gerekçesiyle bozulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 303. maddesi gereği, bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddesi, davada kesin hüküm oluşabilmesi için gerekli şartları açıklayarak duruşma sonucu alınacak kararın önemini vurgulamaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalı nezdide kasko sigortalı araçta tek taraflı trafik kazası nedeniyle hasar oluştuğundan bahisle Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurduklarını, İtiraz Hakem Heyetince yetkili mahkemede dava açılmak üzere kararın kaldırılması gerektiğinden bahisle başvurunun usulden reddine karar verildiğini belirterek Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak şimdilik 8.300,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; itiraza konu kararın 40.000,00 TL'nin altında olması nedeniyle Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından itiraz üzerine verilen karara karşı dava açılması mümkün olmadığından kesin hüküm dava şartı nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 114/1-i ve 115 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesi kapsamında araç hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava açmadan önce tahkim yoluna başvurarak aracında oluşan hasar bedelini talep etmiş, uyuşmazlık hakem heyetince talebin kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince yapılan itiraz üzerine itiraz hakem heyetince tahkim yargılama süresinin bittiği halde muvafakat alınmadan sürenin dışına çıkarak yargılamaya devam edildiğini,verilen kararın yok hükmünde olduğunu belirterek taraflar arası tahkim şartı ortadan kalkmış olduğundan yetkili mahkemede dava açılmak üzere başvurunun usulden reddine karar verilmiştir. Bunun üzerinde davacı vekilince kararın kaldırılmasından bahsedilmiş ise de aynı taleple aracında oluşan hasarın tazmini için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, İitraz Hakem Heyeti kararının 40.000,00-TL'nin altında olması nedeniyle Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından itiraz üzerine verilen karara karşı dava açılması mümkün olmadığından kesin hüküm dava şartı nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 114/1-i ve 115 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
6100 sayılı HMK'nın 303. maddesinde bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiği düzenlenmiştir.
Davaya konu olayda; davacının tahkim yoluna başvurusu neticesinde tahkim süresinin aşılarak yargılama yapıldığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Başka bir anlatımla davanın esasına ilişkin hüküm kurulmamıştır. Kaldı ki davacı da söz konusu karar nedeniyle eldeki davayı açmıştır. İlk yargılamada verilen usulden ret kararı ve verilen kararın kesin olması bu ikinci davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz, çünkü ilk karar usule ilişkin bir karar olup bununla uyuşmazlığın esası karara bağlanmış değildir. Bu durumda mahkemece, esastan inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verilidi.