4. Ceza Dairesi 2013/37450 E. , 2014/36546 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 4 - 2012/75413
MAHKEMESİ : Çaycuma(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2011
NUMARASI : 2011/126 (E) ve 2011/919 (K)
SUÇLAR : Hakaret ve işyeri dokunulmazlığının ihlali
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1)İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminde;
Sanığın adliyede hakim olarak görev yapan katılanın hakim odasına girdikten sonra katılanın dışarı çıkmasını defalarca istemesine rağmen odadan çıkmayıp ‘‘beni polis çıkarsın’’ diyerek oturmaya devam etmesi ve odadan polisler tarafından zorla çıkarılması şeklinde gerekleşen eylemin işyeri dokunulmazlığını ihlal kapsamında bulunduğu gözetilmeyerek cezalandırılması yerine delil takdirinde hata ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,
2)Hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyizde ise;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde TCK"nın 61. maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip aynı Kanunun 3. maddesindeki fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur ilkesi de gözetilerek, seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi sonra da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekirken, Çaycuma Belediyesinde veteriner olan ve yaptığı denetim sırasında hakarete maruz kaldığı iddiasıyla şikayetçi olduğu şahsın kamu görevlisine hakaret suçundan açılan davada beraat etmesi nedeniyle mağdur olduğunu düşünerek olay tarihinde 29 yaşında olan katılan ile görüşmek üzere odasına gittiğinde katılan tarafından misafir edilmesi akabinde, katılanın sonuçlandırdığı dava hakkında konuşmak istememesi ve çıkmasını talep etmesine rağmen odadan çıkmayarak ‘‘Ben senin vicdanlı bir insan olduğunu zannettiğim için seninle konuşmaya geldim, gördüğüm kadarıyla vicdansızmışsın, ayrıca çok toymuşsun, beni polis çıkartsın’’ şeklinde sözlerle hakaret etmesi olayında yetersiz gerekçeyle hapis cezasının tercih edilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık U.. G.. müdafinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18.12.2014 tarihinde hakaret suçuna ilişkin hüküm yönünden üye M. A.. C.."un karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı üzerindeki hakları olup, bu suçun oluşabilmesi için fiilin, gerçek bir kişinin belirtilen kişilik haklarını rencide edecek şekilde işlenmesi gerekmektedir. Hakaret suçu, Anayasanın 24 ila 30. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9 ve 10. maddelerinde düzenlenen ifade hürriyetinin sınırlarını oluşturmaktadır. Suçu oluşturan eylem bakımından failin ifade hürriyeti, mağdur yönünden ise onur, şeref ve saygınlığı ile din, vicdan ve kanaat hürriyetine ilişkin temel kişilik hakları çatışmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü, sözü edilen karşılıklı hakların dengelenmesini gerektirmektedir. Ancak, ileri sürülen bir düşünceyle bağlantısı bulunmayan, esasında düşünce açıklaması vasfında da görülemeyen sövme niteliğindeki fiillerin ifade özgürlüğünden yararlanamayacağı açıktır.
Somut olaya gelince; sanığın, şikayetçi olduğu bir ceza davasında, ilgili kişi hakkında beraat kararı verilmesi üzerine, bu konuyu görüşmek için hakim olarak görev yapan katılanın odasına gittiğinde, katılanın bu hususu görüşmek istemeyip, dışarı çıkmasını istemesi üzerine, ona hitaben söylediği “Ben senin vicdanlı bir insan olduğunu zannettiğim için seninle konuşmaya geldim, gördüğüm kadarıyla vicdansızmışsın, ayrıca çok toymuşşun, beni polis çıkartsın” şeklindeki sözler, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı veya sövme niteliğinde olmayıp, uğradığını düşündüğü haksızlığı dile getirmek için ifade edildiği ve “eleştiri hakkı” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, hakaret suçundan kurulan hükmün öncelikle, atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.