17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/11914 Karar No: 2016/9241 Karar Tarihi: 24.10.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/11914 Esas 2016/9241 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/11914 E. , 2016/9241 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : 1-... 2-... Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumet yokluğundan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R - Davacı vekili; davalıların 22/06/2011 tarihinde trafik kazası neticesinde müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiklerini ve ...Mahkemesince davalıların işledikleri suçtan dolayı cezalandırılmalarına karar verildiğini, müvekkilinin kaza neticesinde tedavi gördüğünü, acı ve ızdırap çekip mağdur olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davalıdan müştereken ve müteselsilen 1.000 TL maddi, 4.000 TL manevi olmak üzere toplam 10.000 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyece reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili; davalının...simli yapı elemanları, parke, bordür üreten firmanın yönetim kurulu başkanı olduğunu, firmanın ... ihale yoluyla .... arasındaki yolun kaldırım ve parkelerinin döşenmesi işini aldığını, davacının eşi ... sevk ve idaresinde bulunan aracın yolun kıyısına dökülen kum yığınına çarpması sonucu tek taraflı trafik kazasının meydana geldiğini, davacının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda davalının ve yetkilisi olduğu şirketin kusurunun bulunmadığını, kaza tarihinde o bölgede işlerini tamamladıklarını ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı ...; usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır. ...
Mahkemece, davalı ... ve ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıların haksız fiiline dayalı olarak işbu davayı açmış, mahkemece davalıların çalıştıkları kurum/şirket aleyhine dava açılması ve davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmişse de, ceza kararı ile her iki davalının mahkum oldukları ve ceza kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK 321/son maddesi gereğince temsilcinin görevini yaptığı sırada işlediği haksız fiilden anonim şirket mesul ise de, aynı tarih itibariyle yürürlükte bulunan TMK 50/son gereğince tüzel kişinin iradesinin organları aracılığıyla açıklanacağı, organların kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu olacakları belirtilmiş olup davalı da yönetim kurulu başkanı olarak sorumludur. Ayrıca dairemizin yerleşmiş kararları gereğince de kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve haksız fiil faili olan kişiler aleyhine de kişisel sorumluluğa dayalı olarak dava açılabilmesi mümkündür. Bu durumda bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı değerlendirme ile haksız fiil faili olarak cezalandırılmasına karar verilen davalılar hakkında yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.