Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12834
Karar No: 2015/26574
Karar Tarihi: 29.09.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/12834 Esas 2015/26574 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2014/12834 E.  ,  2015/26574 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 01.04.2007-31.12.2012 tarihleri arasında davalı şirketin Çorlu’da bulunan devlet hava yollarına bağlı havaalanının temizlik işlerinde işçi olarak çalıştığını, net maaşının 950 TL olduğunu, servis ve yemek gibi sosyal yardımlar bulunduğunu, davacının maaşının asgari ücret kısmının bankaya yatırıldığını, kalan kısmının elden imza karşılığı ödendiğini, davalılar arasında asıl alt işveren ilişkisi bulunduğunu, her iki işverenin de müteselsil olarak sorumlu olduğunu, davacının davalı işyerinde çalışması devam ederken 31.12.2012 tarihinde emekliliğe hak kazandığını ve emeklilik nedeniyle iş akdini feshettiğini, davalı işverence kuruma çıkış sebebi olarak da emeklilik bildirildiğini, davacının geçmiş senelerden kullanmadığı yıllık izin alacakları bulunduğunu iddia ederek kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... vekili, yetki ve husumet itirazında bulunarak, müvekkilinin asıl işveren değil, ihale makamı olduğunu, temizlik hizmetlerini yürüten firmaların asıl işveren olduğunu, ihale makamı olan müvekkili ile aralarında alt üst işveren ilişkisi bulunmadığını, yüklenici tarafından istihdam edilen işçilere ilişkin herhangi bir sorumluluğun ihale makamı olan müvekkiline yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı şirket vekili, müvekkilinin kıdem tazminatı ve sair alacaklardan diğer davalı ile birlikte müteselsil olarak sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacı tanıkları maaşların tümünün banka aracılığıyla ödendiğini, elden ödeme uygulaması olmadığını bildirdiklerinden ve davacı taraf, ücretinin bir kısmının bankadan bir kısmının elden ödendiği yönündeki iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil bildirmediğinden, davacının yaptığı işin niteliği ve dosya içindeki 2012 yılı Kasım ayına ait imzasız ücret bordrosu dikkate alındığında, davacının en son 940,50 TL brüt ve 673,30 TL net aylık ücret aldığı kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının tahsiline karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalılar vekillerinin tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununda 32nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda;
    Davacı vekili, müvekkilinin net 950 TL ücretle çalıştığını iddia ederek alacak talebinde bulunmuş, davacı tanıkları da kısmen davacı iddiasını doğrular yönde beyanda bulunmuşlardır.
    Davacının gerçek ücretinin tespiti açısından yukarıdaki ilke ve yasal düzenlemeler karşısında işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerekirken, emsal ücret araştırması yapılmadan eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi