8. Hukuk Dairesi 2011/7855 E. , 2012/4770 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden Verilen 13.05.2011 gün ve 438/135 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, Antalya İli, Merkez Gaziler Köyü, 996 parsel sayılı gayrimenkulün vekil edenine ait olduğunu, vekil edeninin taşınmazı eskiden beri şu andaki fiili duruma göre kullandığını, sınırlarının çok eski zamandan bu yana değişmeyen taş duvar ve taş yığınlarıyla belirli olduğunu, davalının Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/25 Esasına kayıtlı dava ile meni müdahale davası açtığını, yapılan keşif sırasında kadastro sınırının fiili sınıra uymadığını öğrendiğini, vekil edeninin taşınmazın tapusunun içinde olduğu inancıyla davalı tarafın da bilgisi dahilinde malik inancıyla kullandığını, iyi niyetli olarak para ve emek sarf ederek üzerine sera yaptığını, taşınmazın üzerindeki seranın değerinin arsa değerinden fazla olduğunu açıklayarak davaya konu Varsak Köyü 2318 parsel sayılı taşınmazdaki davacının seralarının bulunduğu kısmın fiili sınırları dikkate alınarak davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/25 Esas sayılı davasıyla davacının müdahalesinin önlenilmesine karar verildiğini, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, temliken tescil şartlarının olmadığını, taşınmaz üzerindeki muhdesatın sera olduğunu ve her zaman sökülebilir ve götürülebilir nitelikte olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazın kadastro tutanağının 12.12.1989 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin dolduğu benimsenerek davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve yapının değerinin açıkça arazinin değerinden fazla olması nedeniyle iyi niyetli malzeme sahibi adına tescil hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 724. maddeleriyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu iptali ve tescil davasıdır.
Antalya Kadastro Mahkemesinin 1992/47 Esas ve 1993/1839 Karar sayılı dava dosyasıyla uyuşmazlık konusu taşınmaza ait kadastro tutanağına göre, Varsak Köyünde 28.7.1988 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında uyuşmazlık konusu taşınmazın 19.3.1957 tarih ve 325 sıra nolu tapu kaydına istinaden Tevfik Soytürk adına tespit edildiği, Kadastro Mahkemesinde dava açılması sebebiyle tespitin kesinleşmediği, Antalya Kadastro Mahkemesinin 30.12.1993 gün ve 47/1839 Esas ve Karar sayılı hükmüyle, kabul nedeniyle taşınmazın Hüseyin oğlu 1944 doğumlu Cemal Şahin adına tapuya tesciline karar verildiği, hükmün 22.12.1995 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesine göre, bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.
Uyuşmazlık konusu taşınmazın kadastro tespiti 22.12.1995 tarihinde kesinleştiğine göre, bu tarihten dava tarihi olan 11.10.2010 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü süre dolmuş olduğundan kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin hükümde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki husus dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,
Davacı vekili dava dilekçesinde, ayrıca vekil edeninin davaya konu taşınmazı, kendi tapusu içinde olduğu inancıyla iyi niyetli olarak para ve emek sarf ederek üzerine sera yaptığını, seranın dava tarihindeki değerinin arazinin dava tarihindeki değerinden açıkça fazla olduğunu açıklayarak taşınmazın tapusunun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlık konusu taşınmaza davacı tarafça yapıldığı iddia edilen seranın taşınmazdan sökülüp alınması mümkün olmayan malzeme veya sabit yapı ya da basit yapı niteliğinde bulunup bulunmadığı, davacının kendi malzemesiyle başkasının arazisine iyi niyetli olarak yapı yapan malzeme sahibi seranın değerinin de arazinin değerinden açıkça fazla olup olmadığı ve seranın kadastro tespitinden sonra yapılıp yapılmadığı hususlarında tarafların sundukları delilleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre olumlu ya da olumsuz bir karar vermek olmalıdır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.