12. Ceza Dairesi 2013/28767 E. , 2014/4414 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Beraat
Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Oluşa ve kabule göre; sanığın ayakkabıcılık, ölenin pidecilik işiyle uğraşmakta olup, aynı sokakta karşılıklı iş yerleri bulunan komşu esnaf oldukları, olaydan yaklaşık bir yıl önce, haftada bir ödenmesi konusunda anlaştıkları yemek ücreti hesabından kaynaklanan uyuşmazlıktan dolayı sanıkla ölenin birbirlerine küstükleri, olay günü sanıkla ölenin eşi arasında çıkan münakaşa esnasında, sanığın, ölene “karının arkasına saklanma, çık dışarıya, seninle hesaplaşalım, görüşelim” dediği; ancak, ölen iş yerinden dışarı çıkmadığı gibi, sanığın da ölene karşı başkaca sözlü ya da fiili eyleminin bulunmadığı, çevre esnafının müdahalesiyle son bulan tartışmanın akabinde, iş yerindeki fırının başında duran ..."nın rahatsızlanarak yere düştüğü ve kısa süre içerisinde öldüğü olayda,
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulunun 26.12.2007 tarihli raporunda, ölenin ölümünün, kendinde mevcut kalp damar hastalığının olayın efor ve stresiyle akut hale geçmesiyle gelişen dolaşım ve solunum yetmezliğinden ileri geldiği, olay ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu belirtilmiş ise de, yaşanan sözlü münakaşayla ölüm arasında illiyet bağının kurulmuş olmasının, sanığı meydana gelen ölüm sonucundan sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, ölenin oğlu tarafından dahi bilinmeyen ölendeki kalp damar rahatsızlığının, sanık tarafından bilinmesini beklemek hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, sanık bu rahatsızlığı bilmiş olsa da varılan sonucun değişmeyeceği, bu itibarla, sanığın üzerine atılı taksirle öldürme suçunun yasal unsurlarlarının somut olayda gerçekleşmediği; gerek sanık savunması, gerek tanık anlatımlarına göre, sanığın öleni yaralama kastıyla hareket ettiğine dair bir delil bulunmaması; ayrıca, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulunun anılan raporunda, otopside haricen tarif edilen travmatik bulguların ölüm meydana getirecek nitelikte olmayıp, düşmekle uyumlu olduğunun belirtilmesi karşısında, sanığın eyleminin TCK"nın 86/2. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu da oluşturmayacağı anlaşıldığından,
Bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.