
Esas No: 2019/2086
Karar No: 2020/196
Karar Tarihi: 04.02.2020
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/2086 Esas 2020/196 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 04.02.2020 gün ve saatte temyiz eden ... ve diğerleri vekili Avukat ..., ... ... ve diğerleri vekili Avukat ... ,...,... vekili Avukat ..., S.S. Traktörcüler ve Zirai Makineler Yapı Kooperatifi vekili Avukat ..., ..., ..., ... vekili Avukat ... ,... vekili Avukat ..., ..., ..., Sağlık, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... , ..., ..., ... ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat ..., ... ve diğerleri vekili Avukat ... ,...,... ve diğerleri vekili Avukat ...,... ve diğerleri vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece, dayanılan tapu kayıtlarının taşınmazlara uymadığı ve zilyetlik koşullarının da oluşmadığı gerekçesi ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmişse de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı, dosya içeriğinden ve toplanan delillerden ve tarafların iddialarından çıkan sonuçlara göre; 8 ada 1, 538 ada 1 nolu parsellere yönelik olarak Şubat 1287 tarih 124 sıra numaralı tapu kaydı ve intikallerine, aynı adalar 2 nolu parsel ile ilgili olarak cemaziyelahir 1287 tarih defter 1 varak 15 nolu tapu kaydı ve intikali olan kayıtlara, 3 nolu parseller için zilkade ... tarih defter ..., varak 101 numaralı tapu kaydı ve intikallerine, 4 nolu parseller ile 8 ada 5 nolu parseller için cemaziyelahir 1278 tarih, defter 1, varak 193 ve aynı tarih defter 1, varak 194 nolu tapu kayıtlarına, 8 ada, 6 ve 538 ada 5 nolu parseller için zilkade 1287 tarih, defter 35, varak 98 nolu tapu kayıtları ve intikallerine dayanıldığı, tüm kayıtlarda yol ve derenin ortak sınır olarak gösterildiği, gerek yol ve gerekse derenin kayıtlarda özel bir isimle anılmadığı, ancak, düzenlenen haritalardan da görüldüğü üzere kayıtlarda geçen yolun (tarikam) taşınmazlara kuzey yönünden, derenin ise güney yönden sınır teşkil ettiğinin görüldüğü, her ne kadar daha güneyde de bir derenin varlığı gözükmekte ise de, bir kaydın sınırında dere ya da yol okuyup, o yönde birden fazla dere ve yolun varlığı halinde kuralın, ilk gelen yol ya da derenin tapuda okunan sınır olduğunun kabulü gerektiği halde kayıtta yazılı derenin, tapuların tesis tarihindeki dere olduğu kanıtlanmadığına göre Şubat 1287 tarih, 124 nolu tapu kaydı ve tedavüllerinin 1 nolu parsellere uygunluğunun kabul edilebilmesi için ... Köyü sınırının güzergahının ve bu arada ... Deresi ve sahibi senet tarlalarının neresi olduğunun; cemaziyelahir 1278 tarih, defter 1, varak 15 nolu kaydın ve intikallerinin 2 nolu parsellere aidiyetinin kabulü için ...,... tarlalarının, zilkade 1287 tarih, defter 35, varak no 101 olan tapu kaydı ve intikallerinin 3 nolu parsele aidiyeti için keza ... Hanım tarlası ile tedavüllerinden olan t.sani 320 daimi tarih, 6 nolu kaydın sınırında okunan ... ; cemaziyelahir 1278 tarih, defter 1, varak 193 ve aynı tarih defter 1, varak 194 nolu kayıtların 4 nolu parseller ile 8 ada 5 nolu parsele aidiyetinin kabulü için ... ve sahibi senet, zilkade 1287 tarih, defter 35, varak 98 nolu kaydın 8 ada 6 ve ... ada 5 nolu parsellere aidiyetinin kabulü için de keza ... Ağa ve intikallerinde yazılı tarafeyini olarak gösterilen ... yerlerinin arazi üzerinde duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmış olması gerektiği halde yapılan tüm keşiflerde bu yerlerin arazi üzerinde teker teker göstertilip, krokisine işlettirilmediği ve dolayısıyla yapılan uygulamayı izlemeye olanak verecek biçimde kroki düzenlettirilmediği; öte yandan sınırını Şilbe Köyü okuyan ve 1 nolu parselle de ilgili olan Şubat 1287 tarih, 124 nolu tapu kaydı ve intikallerinin kapsamları yüzölçümleriyle geçerli denebilirse de, bu yönde sınır teşkil eden komşu 6 ve 7 nolu parseller ile ilgili tapu kayıtlarının, dava konusu taşınmazlar yönünü dayanılan tapu malikleri okuması halinde bu yönden kaydın değişmez sınırlı olabileceğinin düşünülmediği; yine, tapu kayıtlarının uymaması halinde zilyetlik önem kazandığı cihetle bu yönle de yeterli araştırma ve inceleme yapılması zorunlu olduğu halde bu hususta yeterli araştırma yapılmadığı, ayrıca davacı-katılan ... ve arkadaşlarının dayandıkları tapu kayıtlarının (t.sani 325 tarih, 122 ve haziran 326 tarih, 143 nolu tapu kayıtlarının da) keza uygulamasının yetersiz bulunduğu belirtilerek; öncelikle, taraflardan dava konusu taşınmazları ve öncesini iyi bilen elverdiğince yaşlı tanıklar göstermelerinin istenmesi, bilirkişi teminininde de aynı yönün izlenmesi ve gerektiğinde bu konuda bilirkişilik yapacak kişilerin belirlenmesi yönünden zabıta araştırmasının yapılması, daha sonra hayatta bulunmaları halinde önceki keşiflerde dinlenen bilirkişi, tanıklar ve tespit bilirkişileri ile taraflarca gösterilecek tanıklar ve bilirkişiler eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak taşınmazları ve öncesini iyi bilen elverdiğince yaşlı ve yansız kişilerden oluşturulacak 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu aracılığıyla yukarıda sözü edilen tapu kayıtlarıyla tapuda sınır olarak gösterilen kişi yerleri bilirkişilere arazi üzerinde göstertilmek suretiyle uygulama yaptırılması, yazılı sınırların fen bilirkişisine düzenletilecek krokiye aksettirilmesi, bilinmeyen sınırlar yönünden tanıkların bilgisine başvurulması, 3 ve 4 nolu parsellerle ilgili tapu kayıtlarıyla 2 ve 3 nolu parseller ile ilgili tapu kayıtlarının sınırlarının birbirlerini okumasının uygulamada dikkate alınması; bu arada Şilbe sınırı ile ilgili davanın devam ettiğinin bildirilmesi karşısında, bahsi geçen 1959/366 Esas sayılı dava dosyası ve keza başka davanın konusu oldukları anlaşılan 6 ve 7 nolu parseller ile ilgili dava dosyalarının getirtilip, incelenerek bu dosyalarla ilgili olarak yapılan keşif ve uygulamaların da aynı şekilde uygulamada göz önünde bulundurulması ve özellikle Şilbe sınırının değişmez sınır olup olmadığı konusunun bu çerçevede değerlendirilmesi, değişebilir sınırlı tapu kayıtlarının kapsamlarının yüzölçümü ile geçerli olacağının ve tapulu yerlerde zilyetliğin mülkiyetin koşulu olmayacağı ilkelerinin nazara alınması, tapu kayıtlarının uymaması halinde tüm bilirkişi ve tanıklardan, her bir parselde kim ya da kimlerin zilyet ettikleri, zilyetliklerinin başlangıç tarihinin, süresinin ve sürdürülüş biçiminin olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanması ve ona göre tapuların hukuki değerlerini koruyup korumadıklarının da bu meyanda düşünülmesi; uygulamada komşu parsel kayıtlarından yararlanılması, taraflardan ayrıca vergi kayıtları olup olmadığı da sorularak, mevcut ise özel idare müdürlüğünden getirtilip uygulamasının yapılması ve fen bilirkişisine, yapılan keşif ve kayıtlarda geçen sınır yerlerini izlemeye olanak verir biçimde geniş kapsamlı raporlu kroki düzenlettirilmesi, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda katılan Hazine ve diğerlerinin davasının reddine; katılan Traktörcüler Sitesi temsilcilerinin ve katılan ...’ın davaları yönünden mahkemenin görevsizliğine; dava konusu 7 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 parseller hakkında daha önce hüküm verilip kesinleştiğinden bu parseller hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; dava konusu 8 ada 1 ve 2 parseller ile 8 ada 3 nolu parselin batı bölümünü ihtiva eden ifraz ve tevhit sonucu 8 ada 7,8,9 parsel numaraları almış yerler, Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1967/159 Esas 1967/106 Karar sayılı ilamıyla 121200 metrekarelik alanın kamulaştırma sonucu Diyarbakır Belediyesi adına tescil edildiğinden bu kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; fen bilirkişi raporuna ekli krokide 8 ada 3 (a) parseli=8.142,22 metrekare, 538 ada 3(b)=3.599,87 metrekare, 538 ada 5(b)=1.083,33 metrekare, 8 ada 5(b)= 6.569,99 metrekare, 8 ada 6(b)=3.769,56 metrekare yüzölçümündeki yerlerin tespite dayanak tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı ancak kadastro tespitinden sonra bu kısımlardan yol geçtiği anlaşılmakla, paftasında yol olarak gösterilmesine; 8 ada 3 parselin geriye kalan ve (b) harfi ile gösterilen 23.697,02 metrekarelik kısmının aynı ada ve parsel numarası ile, 538 ada 3(c)=26.176,10 metrekare ve 538 ada 3 (a)=13.574,28 metrekare, 8 ada 6(a)=26.073,48 metrekare, 8 ada 6(c)=850,59 metrekare, 538 ada 5(a)=98.503,82 metrekarelik kısımlarının ifrazen adanın son parsel numaralarıyla kayıt ve tespit maliki ... adına, 538 ada 1 parsel sayılı taşınmazın miktar hanesinin 46.526,63 metrekare olarak ve tapuda tescilli malikler adlarına tapuya tesciline, 538 ada 2 parsel=15.118,78 metrekare olarak aynı numara ile kayıt ve tespit malikleri adına, taşınmazın tamamı 32 pay kabul edilmek suretiyle belirtilen payları oranında ... ve müşterekleri adına, 8 ada 4 parsel=74.880,34 metrekare, 538 ada 4 parsel=91.430,34 metrekare aynı ada ve parsel numarası ile 8 ada 5 parsel (a)=17.440,85 metrekare, 8 ada 5(c)=6.353,99 metrekare ifrazen en son parsel numaralarıyla belirtilen payları oranında kayıt ve tespit malikleri ... ve müşterekleri adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ...ve arkadaşları vekili, davacı-davalı Hazine vekili, asli müdahil ... vekili, asli müdahil ... ve arkadaşları vekili, asli müdahil ... ve arkadaşları vekili, asli müdahil ... ve arkadaşları vekili, asli müdahil ... ve arkadaşları vekili, asli müdahil ... ve arkadaşları vekili, asli müdahil S.S Tarktörcüler ve zirai Makineler Yapı Kooperatifi vekili, asli müdahil ... mirasçıları ... ve ..., dahili davalı ... vekili, davalı ... ve arkadaşları vekili, dahili davalı Diyarbakır ... vekili, davalı ..."ne izafeten Bölge Müdürlüğü vekili, müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tespite esas kayıtların dört sınırı itibariyle dava konusu taşınmazlara uyduğu, bu nedenle kayıtların miktarı ile değil sınırları ile geçerli olduğu, katılanların ve Hazine"nin dayanak kayıtlarının uymadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri yerine getirilmediğinden yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunamamaktadır. Şöyle ki, Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı gibi, Mahkemeye de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma ve bozma ilamında işaret edilen hususları eksiksiz olarak yerine getirme yükümlülüğü doğar. Hükmüne uyulan bozma ilamında, tespite esas tüm tapu kayıtlarında yol ve derenin sınır olarak gösterildiği belirtilerek tapuların dava konusu taşınmazlara aidiyetinin kabul edilebilmesi için her bir davaya konu parsele revizyon gören kayıtlar ile yol ve dere sınırı dışındaki sınırlar tek belirtilerek bu sınırların zeminde bulunması ve keşfi izlemeye elverişli fen bilirkişi raporuna eklenecek krokide gösterilmesi istenildiği halde, 2017 yılında yapılan dosyayı aydınlatmaya elverişli olmayan keşifte, dayanak kayıtların hudutlarının aynı olduğu ve ayrı ayrı sorulmasına gerek bulunmadığı gerekçe gösterilerek, çekişmeli taşınmazların çok küçük bir kısmının tespitine esas tapu kayıtları okunmuş, müdahil davacıların tapu kayıtlarının uygulanmasına yönelik talebi reddedilmiş, tapu sınırlarını dahi ihtiva etmeyen, denetime elverecek ölçüde tapu kaydı uygulaması içermeyen yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmış, tarik ve dere dışında bozma ilamında ayrıntıları ile zeminde bulunması gerektiği belirtilen sınırlar tespit edilmediği gibi, kayıt kapsamlarının sabit mi yoksa gayri sabit mi, olduğu hususunda bozma ilamında can alıcı nokta olarak gösterilen Şilbe Köyü sınırı ile taşınmazlara komşu 6 ve 7 parseller ile dava konusu taşınmazların sınırının neresi olduğunun belirlenmesi, bu kapsamda Şilbe Köyü sınırına ilişkin dava dosyasının getirtilerek incelenmesi ve Şilbe sınırının sabit sınır olup olmadığının kesin olarak tespit edilmesi istenildiği ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi"nin 16.01.2017 tarihli müzekkeresinde Şilbe"nin idari ve tapulama sınırlarının farklı olduğu bildirildiği halde, bu yönde bir inceleme yapılmaksızın tespite esas tapu kayıtlarının sabit sınırlı olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş, çekişmeli taşınmazların zilyetlik durumu da aydınlatılmamış, dosya içinde bulunamayan kamulaştırma dosyaları esas alınarak taşınmazların bir kısmı hakkında hüküm kurulmadığı gibi, gerekçede herhangi bir açıklamaya da yer verilmeksizin taşınmazların bazı bölümlerinin yol olarak terkinine karar verilmiş olması nedeniyle bozma ilamı gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden söz edilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, mahkemece tarafların ve müdahil davacıların dayandıkları tapu kayıtları ile varsa harici senetlerini bildirmeleri için süre verilmeli, bundan sonra 3 kişilik tapu işlerinde uzman bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle, öncelikle yerel Tapu Sicil Müdürlüğünde araştırma yapılarak dayanılan kayıtların tüm tedavüllerinin ve revizyon durumlarının belirlenmesi istenilmeli, ulaşılamayan tapu tesis kayıtları için Tapu Arşiv Dairesi Başkanlığı"nda 3 kişilik tapu işlerinde uzman bilirkişi kurulu oluşturularak tapu kayıtlarının hem şematize edilmek hem de listelenmek suretiyle tüm tedavüllerinin ve revizyon durumlarının belirlenmesi istenilmeli, kayıtların haritalarının bulunup bulunmadığı da araştırılmalı, kararda bahsi geçen kamulaştırma dosyaları ile haritaları eksiksiz olarak getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri ile 3 kişilik ziraatçı bilirkişi ve 5 kişilik teknik bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşifte, tarafların dayandıkları tapu kaydı hudutlarının önceki tarihli bozmada da ayrıntıyla açıklandığı şekilde yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bilinemeyen hudutlar için mümkün olması halinde askeri haritalardan yararlanılmalı; müdahil Hazinenin dayandığı emvali metrukeden geçen tapu kayıtları da aynı usulle uygulanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tek tek tespit edilmeli; yine yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların ne kadar zamandır, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı hususlarında somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; teknik bilirkişi kurulundan, keşfi izlemeye elverişli, tapu kayıtlarının kapsamlarının işaretlendiği, ayrıca sınırların askeri haritalarda da gösterildiği harita düzenlettirilmeli, önceki tarihli bozma ilamında da belirtildiği şekilde ... Köyü hududuna ilişkin dava dosyaları da incelenmek ve askeri haritalardan da yararlanmak suretiyle bu sınır kesin olarak tespit edilmeli; ziraatçı bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazların tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini açıklayan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve önceki tarihli bozma ilamı ile kesinleşen yönler göz önünde tutularak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.