Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/42449
Karar No: 2014/36512
Karar Tarihi: 18.12.2014

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/42449 Esas 2014/36512 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2013/42449 E.  ,  2014/36512 K.

    "İçtihat Metni"

    Konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/1-4 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5-6. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına dair, ... 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 02/05/2011 tarihli ve 2010/418 esas, 2011/293 sayılı kararına sanık müdafii tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 16/08/2011 tarihli ve 2011/760 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 20/12/2013 gün ve 393322 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/12. maddesi uyarınca mahkeme kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kısmının itiraza tâbi olduğu, sanık hakkında tayin olunan cezaya ilişkin asıl hükmün ise, 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesi de dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ortadan kaldırılması durumunda temyiz kanun yoluna tâbi olacağı, itirazın ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının yanı sıra suçun sübutuna ilişkin de incelenmesi gerekeceği cihetle, merciince suç tarihi itibariyle müşteki... ile tanık olarak dinlenilen ... "un resmi nikahlı eş oldukları ve ... ile sanık arasında gönül ilişkisi olması dolayısıyla suç tarihinde müştekinin evde olmadığı esnada sanığın ... tarafından müşterek konuta alınmasının konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturmayacağı gözetilmeksizin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını engelleyen hal mevcut olmadığından bahisle itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:

    Konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 02/05/2011 tarihli kararıyla, hapis cezası ile cezalandırılmasına ve koşulları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanık müdafiinin karara itirazı üzerine mercii ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nce kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyerek itirazın reddine karar veren mercii kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:

    5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.

    CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
    Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
    CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.

    CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.

    Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, O Yer Cumhuriyet Savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nın 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
    İnceleme konusu somut olayda; sanık müdafiinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik mahkeme kararına, suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle itirazda bulunması üzerine, itirazı inceleyen ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nce kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
    Her ne kadar kanun yararına bozma isteminde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itirazın, mercii tarafından suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı yönünden de incelenmesi gerektiği belirtilmiş ise de, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin itirazın reddine dair kararında esasın inceleme dışı bırakıldığı belirtilmemiştir.
    Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun unsurlarının oluşmamasına karşın hükmün açıklanmasının geri bırakıldığına yönelik isteme gelince;
    Türk Ceza Kanunu’nun 116. maddesinde düzenlenen konut dokunulmazlığını bozma suçu, bireysel özgürlüğe karşı işlenen suçlardandır. Bu suçla korunan değer, konuttan yararlanma hakkı bulunanların kişi özgürlüğüdür. Bu varlık, değer ya da yararlar, her zaman ve her yerde değil ancak konut ya da eklenti sayılabilen yer koşulu ile sınırlıdır. Madde, irade ve rıza özgürlüğünü ihlal ederek konut ya da eklenti sayılabilen yerlere girmeyi yasaklamıştır.

    Konutun aile bireylerinden ya da birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılması durumunda, birlikte oturanlardan birinin konuta girme konusunda geçerli rızasından söz edebilmek için bu kişinin rızasına dayanarak giren failin konutta oturan diğerlerinin haklarını ihlal etmemesi gerekir. Başka bir anlatımla, konutu birlikte kullananların failin konuta girmesine ilişkin rızasının geçerli olması için, rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik, hukuka uygun olması yanında eylemin konutu kullanan diğer kişilerin haklarını ihlal edici nitelikte olmaması gerekir.

    İnceleme konusu somut olayda; sanık ...’ün, müşteki Mehmet Arol’un bilgisi ve rızası dışında, müştekinin eşi ... ’un çağırması üzerine, olay tarihinde birlikte ikamet ettikleri eve gittiği, müştekinin durumdan haberdar olması üzerine polislerle birlikte eve gittiklerinde, sanık ve müştekinin eşini yarı çıplak bir vaziyette yakaladıkları anlaşılmaktadır.

    Bu itibarla, müştekinin eşi ... ’un rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olmaması nedeniyle konut dokunulmazlığını bozma suçunun unsurlarının oluştuğu belirlendiğinden, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.

    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi