4. Ceza Dairesi 2014/2533 E. , 2014/36508 K.
"İçtihat Metni"İşyeri dokunulmazlığını ihlâl etme suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/2 ve 31/3 maddeleri uyarınca 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 12/09/2013 tarihli ve 2013/84 esas, 2013/22 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 25/12/2013 gün ve 397723 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, fiili işlediği sırada 18 yaşından küçük olan sanık hakkında, işyeri dokunulmazlığını ihlâl suçundan belirlenen 4 ay hapis cezasının kısa süreli olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/3. maddesindeki "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir" hükmü uyarınca, söz konusu kısa süreli hapis cezasının, anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmiş bulunulmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
İşyeri dokunulmazlığını ihlâl etme suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/09/2013 tarihli kararıyla 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, yüze karşı verilen bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında seçenek yaptırımların uygulanmamış olması nedeniyle kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmeyen suça sürüklenen çocuk hakkında, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı Kanun"un 50/1. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10.06.2014 tarih ve 2014/15-157 esas, 2014/314 sayılı kararında açıklandığı üzere, Türk Ceza Kanunu"nun "Konut dokunulmazlığının ihlali" başlıklı 116. maddesinin birinci fıkrası; "Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır", ikinci fıkrası ise; "Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi halinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur" şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin işyeri dokunulmazlığının ihlalini düzenleyen ikinci fıkrasının gerekçesinde ise; "Birinci fıkrada tanımlanan fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyeri ve eklentileri hakkında işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu fıkranın uygulanmasında, birinci fıkrada sözkonusu olan koşullar aranacaktır. Niteliği itibarıyla açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi alışılmış, mutat olan yerler dışında kalan yerlere rıza olmaksızın girilmesi bu suçu oluşturacaktır. Avukatlık bürosu ve özel muayenehane bu gibi izinle girilmesi gereken yerlere örnek olarak gösterilebilir. Keza herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği yerlere, söz gelimi süpermarketlere, dükkânlara, mağazalara, halka açık olmadıkları zamanlarda, mesela mesai saatleri dışında rıza hilafına girilmesi halinde de bu suç oluşacaktır. Zira hak sahipleri bu gibi yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayılırlar" biçimindeki açıklamalara yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; suça sürüklenen çocuğun, müştekinin çalıştığı cadde üzerinde yer alan “ ... ” isimli dükkana gündüzleyin 13:00 sıralarında girdiği, müştekinin dükkanın dışında olmasından faydalanarak masa üstünde bulunan kol çantasının içindeki cüzdanı çalarak işyerinden ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında hem hırsızlık hem de işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak suça sürüklenen çocuğun gündüz saatlerinde hırsızlık yaptığı helvacı dükkanının olay anında müşterilerin hizmetine açık oluşu ve işyeri çalışanının da işyerinde bulunması karşısında, girilmesi açık bir rızaya dayanmayan mutat yerler kapsamında kaldığı gözetilerek, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunun unsurları itibariyle oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi bakımından bu suçtan kurulan mahkumiyet kararının kanun yararına bozma yasa yoluyla denetlenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.