7. Ceza Dairesi Esas No: 2014/5057 Karar No: 2016/774 Karar Tarihi: 28.01.2016
4926 sayılı Yasaya Muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/5057 Esas 2016/774 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2014/5057 E. , 2016/774 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 4926 sayılı Yasaya Muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; 1- Sanık adına yazılan talimat evrakına, sanığın soruşturma evresinde bildirdiği ve daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olan adresine doğrudan 7201 sayılı Kanun’un 35. maddesine göre davetiye gönderilmesi gerektiği hususunun yazılması usule uygun olmadığı cihetle, dosya kapsamında, sanık adına çıkarılan ve 5271 sayılı CMK"nın 195. maddesi uyarınca, gelmese de duruşma yapılarak davanın sonuçlandırılacağına dair meşruhat içermesi gereken bir davetiye bulunmadığı gözetilmekle sanığın yokluğunda yargılama yapılarak mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2- 4926 sayılı Yasa"nın 34. maddesinin son fıkrasında yer alan "Bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer, Gümrük İdaresince belirlenen değerdir." düzenlemesindeki "Gümrük İdaresince" ibaresinin hükümden önce 30.12.2008 gün ve 27096 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 18.09.2008 gün ve 2006/47 Esas, 2008/144 Karar sayılı kararı ile Anayasaya aykırı görülerek iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu eşya hakkında yargılama sırasında alınan 14/02/2011 hakim havale tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen ve sanık lehine olan Cif değer üzerinden hesaplanacak gümrüklenmiş değer dikkate alınarak sanığa yeni ön ödeme önerisi usulüne uygun tebliğ edilerek, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Yasanın 34. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 30 günlük sürenin beklenmesinin ardından, sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekmesi karşısında yazılı şekilde hüküm tesisi, 3-4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunun"nda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasın da içermekte olduğu; hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK. nın 50. maddesi gereğince adli para ceztasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasa"nın sanık lehine olabileceği gözetilerek; Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nun ilgili bütün hükümleri uygulanarak, elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi, 4-Sanığın 4926 sayılı Yasa gereğince tazmini nitelikte para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği halde nispi harca hükmolunmaması, Uygulamaya göre de; 5-4926 sayılı Yasa nedeniyle tayin edilen tazmini nitelikte para cezası uygulamasında, 5237 sayılı TCK"nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim yapılamayacağının gözetilmemesi, Yasaya aykırı sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 32l, maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın ceza miktarı yönüyle kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 28/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.