MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet (TCK’nın 158/1-f, 52/2-4, 53/1 maddeleri uyarınca 3 yıl hapis, 40.000 TL adli para cezası; TCK’nın 204/1, 53/1 maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası, hak yoksunluğu)

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılandan... plakalı aracı alıp karşılığında sahte çek verdiği iddia olunan olayda;
Katılanın suça konu çeki bankaya ibraz ettiği 08.01.2006 gününün suç tarihi olarak kabulü gerekirken karar başlığında hatalı gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür.
Sanığın aşamalarda vermiş olduğu ifadelerinde suça konu çeki ... ve... isimli kişilerden aldığını ifade etmiş olması ve bu hususta bilirkişi incelemesinin çekte bulunan keşideci imzası ile sınırlı olarak yaptırılmış olduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakılmayacak şekilde tespiti bakımından;
1-... isimli kişinin araştırılarak konuya ilişkin tanık sıfatıyla ifadesinin alınması ve suça konu çeki sanığa verip vermediğinin sorulması,
2-Çek üzerinde yer alan tanzim yazıları ile ciranta yazı ve imzalarının aidiyetinin tespiti ve çekin orijinal bir çek olup olmadığının araştırılması bakımından; ..., ... ve sanığın imza ve yazı örnekleri üzerinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi nezdinde bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3-Çekin iğfal kabiliyeti olup olmadığının mahkemece değerlendirilmemiş olması karşısında; belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin öncelikle hakime ait olduğu cihetle, suça konu çek aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması ve denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulması,
Toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmiş olması,
4-Kabule göre de;
Adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas ilamı bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son madde hükmü uyarınca sonuç ceza miktarı itibariyle sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 25.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.