Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/10385 Esas 2013/13621 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10385
Karar No: 2013/13621
Karar Tarihi: 30.9.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/10385 Esas 2013/13621 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen ecrimisil davasında, davacı tarafın isteği kısmen kabul edilirken birleşen davada tamamen kabul edildi. Davacı, miras bırakanın ölümünden sonra diğer davalı tarafından rızası olmaksızın taşınmazın kullanılması nedeniyle ecrimisil tahsili istemiyle dava açmıştı. Ancak davalı tarafın birleşen davaya ilişkin temyiz itirazları yerinde görülerek yeniden keşif yapılması ve hangi paydaşların taşınmazı kullandığının saptanması gerekli olduğu belirtilerek hüküm bozuldu. Davanın usul yönünden incelenmesine karar verildi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.04.2005 tarihli ilamında belirtildiği üzere, temyiz ya da karar düzeltme sınırı talep edilen kararın tarihine göre belirlenmektedir. Bu nedenle, 1086 sayılı HUMK'un 427. maddesi 01.01.2013 tarihinden itibaren değeri 1.822.00-TL'den az olan davalara ait hükümlere ilişkin temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür.
1. Hukuk Dairesi         2013/10385 E.  ,  2013/13621 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 07/02/2013
    NUMARASI : 2009/615-2013/84

    Yanlar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın, kısmen birleşen davanın ise tamamen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi   raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Asıl ve birleşen dava, müstakilen ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, asıl davanın kısmen, birleşen davanın ise tamamen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların ortak mirasbırakanı R... U... D..."in 24.1.2009 tarihinde ölümü ile dava konusu 643 ada 112 parselde yer alan 9 nolu bağımsız bölümün taraflara intikal ettiği, davacının İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/836 E., 2010/503 K., sayılı dosyası ile 10.11.2009 tarihinde ortaklığın giderilmesi davası açtığı, yargılama sonunda 22.06.2010 tarihinde taşınmazın satışına karar verildiği, davacı, rızası olmaksızın davalı E... B..."ın diğer davalıların muvafakatı ile taşınmazı kullandığını ileri sürerek miras bırakanın ölümünden itibaren işleyecek ecrimsilin tahsili istemiyle asıl davayı açtığı, 24.01.2010-24.01.2011 dönemi için ecrimisil istemiyle açılan davanın asıl dava ile birleştirilerek görüldüğü anlaşılmaktadır.
    Asıl dava 10.12.2009 günlü dilekçe ile 3.500.00-TL değer gösterilerek açılmış ancak yargılama sonunda 1.068.18-TL ecrimisil istemi yönünden kısmen kabul edilerek 07.02.2013 tarihinde nihai karara bağlanmış ve karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelenmesi sonucunda Yargıtay Daireleri ya da Hukuk Genel Kurulu"nca verilen kararlara karşı miktar itibariyle karar düzeltme yoluna gidilmesinin mümkün olup olmadığı belirlenirken; temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan Kanun hükmü esas alınmalıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.4.2005 gün ve 2005/4-295-287 sayılı ilamı) Bu durumda, temyiz veya karar  düzeltme incelemesinde kesinlik, dolayısı ile kanun yoluna başvurulabilirlik sınırı belirlenirken talep hangi karara yönelik ise o karar  tarihinin esas alınması gerekir. Talebin temyiz istemine ilişkin olduğu ve 07.02.2013 tarihli mahkeme kararının temyizi istendiği için kesinlik sınırı karar  tarihine göre belirlenmelidir.
    Bilindiği üzere, 1086 sayılı HUMK."nun 427. maddesi 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değiştirilmiş, ayrıca 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanunun 19.maddesi ile HUMK."na ilave edilen Ek Madde 4"e göre de; 01.01.2013 tarihinden itibaren değeri 1.822.00-TL."den az olan davalara ait hükümlere ilişkin temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüştür.
     Bu nedenle, asıl dava bakımından (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) davalı tarafın temyiz isteminin REDDİNE,
    Davalı tarafın birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince; yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğu söylenemez. Şöyle ki mahkeme, tüm davalıların taşınmazı kullandıklarına ilişkin davacı talebini kabul edilerek sonuca gitmiştir. Ancak mahkemenin tüm davalıların taşınmazı kullandığı şeklindeki kabulü yanlıştır. Mahkemece yapılan keşif sırasında taşınmazı hangi paydaşın kullanıp kullanmadığı yönünden herhangi bir araştırma yapılmaksızın tüm  davalıların ecrimisilden sorumlu tutulması isabetsizdir.
    Hal böyle olunca, yeniden keşif yapılarak hangi paydaş ya da paydaşların taşınmazı kullandığının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı tarafın birleşen davaya ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.