11. Hukuk Dairesi 2017/3977 E. , 2019/990 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/.../2016 tarih ve 2015/74 E. -2016/590 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen 30/05/2017 tarih ve 2017/508-2017/530 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili ile yaptığı 03.04.2014 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesine istinaden müvekkili şirkette satış temsilcisi olarak çalışmaya başladığını, bir süre çalıştıktan sonra 30.09.2014 tarihli dilekçe ile istifa ederek iş akdini feshedip işten ayrıldığını, fesihten hemen sonra 08.....2014 tarihinde müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren ... A.Ş"de çalışmaya başladığını, fesihten hemen sonra işe başlamasının taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan rekabet yasağına açıkça aykırılık teşkil ettiğini, iş sözleşmesinin 6.maddesinin özel şartlar (Q) maddesinde sözleşmenin sonlandırılmasından sonra ... yıl boyunca aynı sektörde herhangi bir sıfatla iş verenin üretim tesislerinin bulunduğu il ve bağlı ilçe sınırları içinde ..., ..., ..., ..., ... ve ... il sınırları içinde kendi adına iş verenle rekabet edebilecek bir iş yapmamayı, sektördeki diğer rakip firmalar ile ortak, yönetici, danışman yahut başka bir sıfatla ilgili olarak bulunmayacağını kabul ve taahhüt ettiğini, bu hükme aykırılık halinde de iş veren lehine 50.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, davalının müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren rakip bir firmada iş akdinin feshinden hemen sonra işe başlamasının rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiğini, ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ....000,00 TL"nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, akabinde ....03.2016 tarihli dilekçe ile taleplerinin 50.000 TL olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin düzenlemelerin geçersiz olduğunu, rekabet yasağı sözleşmesinin işçinin hayatını kazanmasını engelleyecek dereceye varmaması ve ekonomik geleceğini haksız şekilde kısıtlamaması, Anayasa ile güvence altına alınmış çalışma hürriyetine aykırı olmaması gerektiğini, müvekkilinin toplam 5 ay 27 gün davacı firmada çalıştığını, bu kadar kısa sürede davacının müşteri çevresi, üretim sırları veya yaptığı işler hakkında bilgi edinmesinin mümkün olmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, işçi yararına yorum ilkesi gereğince, iş sözleşmelerinde sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükmünün geçersiz olduğu, rekabet yasağının işçinin iktisadı geleceğini tehlikeye düşürmemesi için süre, yer ve işin yükü bakımından duruma göre sınırlandırılması gerektiği, sınırlandırma yapılmadıkça rekabet yasağının da geçerli olmayacağı, taraflar arasındaki akdedilen iş sözleşmesinde rekabet yasağına ilişkin hüküm bulunsa da, işçinin iş akdinin devamı süresince şirket ile ilgili hangi bilgilere vakıf olacağı önceden kestirilemeyeceğinden bu durumun davalı aleyhine değerlendirilemeyeceği, davacının haksız rekabetin oluştuğunu gösteren delilleri sunmak ve işçinin hangi ticari sırlara vakıf olmak suretiyle rakip firmanın menfaatine yarar sağladığını ispat etmesi gerektiği, haksız rekabete ilişkin cezai şartın muhtemel tehlike varsayımına dayalı olarak peşinen tahakkuk ettirilemeyeceği, davalının işten ayrıldıktan sonra birtakım ticari sırları rakip firmaya taşıdığı ve rakip firmanın da bundan haksız yarar sağlandığının açıkça belirlenmesi gerektiği, davalının somut olarak hangi bilgiye ulaştığı ve davacı şirketin hangi ticari yararının engellediğinin açıkça ispat edilemediği, bir çalışanın işten ayrıldıktan sonra aynı sektörde başka bir firmada işe girmesinin haksız rekabete sebep olacağınına dair bir ön kabulün mümkün olmadığı aksinin Anayasada hüküm altına alınan çalışma hakkının kısıtlanması anlamına geleceği, davalının 5 ay kadar bir süre davacı firmada çalışmış olmasının pozisyon itibariyle davacının tüm ticari sırlarını bilmesini mümkün kılmayacağı, sözleşmede belli bir bölgenin belirlenmemiş olması hususunun da yasal mevzuatlara aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava, taraflar arasında akdedilen rekabet yasağı sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesinde yer alan rekabet etmeme yasağına ilişkin hükmün sadece işçi aleyhine cezai şart öngördüğü bu nedenle 6098 sayılı TBK’nın 420.maddesi uyarınca geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki sözleşmenin hem hizmet ilişkisinin devamı sürecinde geçerli olan bir hizmet sözleşmesini, hem de hizmet sözleşmesi sona erdirdikten sonra da yükümlülükler öngören bir rekabet etmeme sözleşmesini ihtiva ettiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, hizmet sözleşmelerinde sadece işçi aleyhine konulan cezai şart hükümlerin geçersiz olduğunu hüküm altına alan TBK’nın 420. maddesinin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yer alan rekabet etmeme sözleşmesine de uygulanması söz konusu olmadığından, mahkemece, anılan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
...-) Öte yandan, 6098 sayılı TBK’nın 445/1. maddesi hükmüyle, rekabet yasağı kaydının işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bununla birlikte Kanun"un 445/.... maddesinde ise, Hakime, sözleşmede yer alan aşırı nitelikte rekabet yasağını kapsam ve süre yönünden sınırlayabilme yetkisi verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmeyle davalı işçi bakımından öngörülen rekabet etmeme yasağı bir çok ili kapsıyor olması aşırı nitelikte ise de, davalının, davacıya ait iş yerinden ayrıldıktan sonra, davacının faaliyet gösterdiği alanda ve aynı il sınırları içerisinde başka bir işletmenin bölge satış sorumlusu olarak işe girmesi karşısında, TBK"nın 445/.... maddesindeki hükmün koşulları değerlendirilmeksizin yazılı gerekçeyle rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün geçersiz kabul edilmesi de doğru görülmemiş, hükmün anılan nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (...) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.