14. Hukuk Dairesi 2014/4120 E. , 2014/8014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Alaca Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2012/182-2013/308
Davacı-birleştirilen davada davalı vekili tarafından, davalı-birleştirilen davada davacı aleyhine 22.10.2012 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, davalı-birleştirilen davada davacı vekili tarafından davacı-birleştirilen davada davalı aleyhine 01.03.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil davasının kabulüne, birleştirilen elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil davasının ise reddine dair verilen 17.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkindir.
Davalı davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada çaplı taşınmazına haksız elattıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, kal ve 7.000 TL ecrimisil bedelinin tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleştirilen elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil davasının ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre temliken tescil isteyen asıl davanın davacısının tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Birleştirilen davanın davacısının temyiz itirazlarına gelince;
Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK"nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK"nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş olup anılan hüküm;
“Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmaz bütünleyici parçası olur.
Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir” şeklindedir.
Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.
Bu inşaatı kendi malzemesi ile yapan kişinin iyiniyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu, ya da 5.7.1944 tarihli ve 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir.
14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, iyiniyetin ispatı taşkın yapı malikine ait ise de iyiniyet iddia ve savunması def"i olmayıp itiraz niteliği taşıdığından ve kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulmalıdır.
Somut olayda asıl davanın davacısı temliken tescil isteyen H.. M.. dava dilekçesinde ..(yeni ..ada .. parsel) parsel sayılı taşınmazı satın aldıktan sonra, fen bilirkişisine ölçüm yaptırdıktan sonra inşaat yaptığını, ancak yapılan yapıların davalıya ait taşınmaza taştığını iddia ederek temliken tescil talebinde bulunmuştur. Yapılan yargılama sonunda davacının kadastro görmüş çaplı taşınmaza taşkın inşaat yapmak suretiyle elattığı dosya içerisindeki delillerden anlaşılmaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez. Ayrıca binanın taşan kısmının bulunduğu arazinin asıl davanın davacısı adına tescili mümkün değildir. İyiniyet koşulunun gerçekleşmemiş olması nedeniyle artık diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin aranmasına da gerek bulunmamaktadır. Bu sebeple asıl dava olan temliken tescil talebinin reddi, birleştirilen elatmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulüne, karar verilmesi ayrıca karşı davacının ecrimisil talebi de değerlendirilerek belirlenecek miktarda bu istemin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle birleştirilen davanın davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde birleştirilen davanın davacısına iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.