16. Hukuk Dairesi 2017/511 E. , 2020/187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 04.02.2020 gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ...,... ada 5, 7, 10, 162 ada 6, 172 ada 30, 173 ada 10, 18, 48, 174 ada 21, 182 ada 1 ve 3 parsel sayılı yüzölçümleri tutanaklarında yazılı taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazların tamamı 192 pay kabul edilerek 9 payının davacı ..., 183 payının davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davaya konu taşınmazların tarafların ortak murisi ... "dan geldiği, terekesinin usulünce taksim edilmediği ve davalının zilyetliğinin tereke adına sürdürüldüğü kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı, çekişmeli taşınmazların ortak muristen geldiğini ve taksim edilmediğini öne sürerek dava açmış olup, taşınmazların öncesinin müşterek muris ... "a ait olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, taksim olgusuna odaklanılarak, taraflar arasında murisin vefatından sonra usulünce bir taksim bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulmuştur. Ancak, mahallinde icra edilen keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklarca, murisin sağlığında taşınmazlarını oğulları ...,... arasında bölüştürdüğü ve taşınmazların zilyetliğinin 50 yıldan fazla zamandır davalı ..."de olduğu bildirilmiş olduğu halde karşın mahkemece bu husus üzerinde durularak muris tarafından yapılan bu paylaştırmanın bağış niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmemiştir. Öte yandan, temyize konu dosyada alınan keşif beyanlarında, davacının babası 1926 doğumlu ... dışında 1929 doğumlu ... adında bir kardeşi daha bulunduğu, başka bir ifade ile ... adında iki mirasçının olduğu, davalı ... ve davacının amcası olan 1929 doğumlu ... dışında köyde taşınmazı olan mirasçının bulunmadığı, muristen gelme köydeki bu taşınmazları da davalı ... ile davacının amcası olan ..."in kullandığı bildirilmiş ise de; dosya arasında sureti bulunan Şavşat Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/559 Esas sayılı dava dosyasında davacının babası 1926 doğumlu ... tarafından, 1929 doğumlu ...
aleyhine, babasından kendisine kalan ve 50 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde bulunan taşınmazların aynı ismi taşıyor olmaları gerekçesiyle hataen kardeşi üzerine tespit ve tescil edildiği iddiasıyla dava açılmış, bu dosyaya tarafların kardeşi olan ... beyan dilekçesi göndererek, muris ..."in sağlığında kendilerinin de olurunu alarak, köydeki taşınmazları kullanmak üzere köyde kalan kardeşleri ...,... arasında paylaştırdığını, diğer kardeşlerin memuriyet görevleri nedeniyle köyde yaşamadıklarını, ancak muris tarafından mülkiyetin devredilmediğini, yalnızca kullanıma yönelik paylaştırma yapıldığını beyan etmiş, ne var ki mahkemece bağış olgusu üzerinde durulmadığı gibi, bu iki dosyada alınan beyanlar arasında, köyde yaşayan ve muristen gelen taşınmazları kullanan ..."in, davacının babası olan ... mi yoksa amcası olan ... mi olduğu hususunda çelişki oluşmasına karşın, söz konusu çelişki giderilmeksizin ve dava dışı kardeş ..."in beyanları araştırılmaksızın hüküm tesis edilmiştir. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık, öncelikle murisin sağlığında taşınmazlarını iki oğlu ...,... arasında paylaştırıp paylaştırmadığı, paylaştırmış ise, söz konusu ... "in, davacının babası mı yoksa amcası mı olduğu ve muris tarafından yapılan bu tasarrufun bağış niteliğinde olup olmadığı, ortada bağış niteliğinde bir tasarrufun bulunmadığının tespiti halinde ise, murisin terekesinin usulünce taksim edilip edilmediği hususlarına ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlık konularındaki çelişki giderilmeksizin ve murisin bağış niteliğinde bir tasarrufunun bulunup bulunmadığı değerlendirilmeksizin, taksim hususunun irdelenmesi isabetsizdir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından belirlenecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, muris ..."un köyde yaşayan mirasçılarının kimler olduğu, murisin sağlığında taşınmazlarını bir kısım mirasçılarına satış, bağış veya herhangi bir yolla devredip devretmediği, böyle bir devir yapıldı ise bunun hangi tarihte ve ne şekilde gerçekleştiği, taşınmazların zilyetliğinin devredilip devredilmediği, devir tarihinden itibaren taşınmazları kimin, ne şekilde ve hangi sıfatla kullandığı, devir olmadığının anlaşılması halinde terekenin usulünce taksim edilip edilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı somut bilgiler alınmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; çelişkilerin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde gösterilmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; dava paya yönelik olduğu halde, harcın, taşınmazların tamamı üzerinden fazla hesaplanması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.