Esas No: 2014/3345
Karar No: 2014/7200
Karar Tarihi: 08.09.2014
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/3345 Esas 2014/7200 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 27/02/2014 gün ve 2013/10656 E. - 2014/2492 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi ... İli, ... İlçesi, ... Köyünde 41 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından orman kadastro ve 2/B çalışmalarının yapıldığını, sonuçlarının 25/04/2013 tarihinde askıya çıkarıldığını, yapılan çalışmalar sırasında ... Köyü 217 ada 2 nolu parselin 2/B arazisi olarak tesbit edildiğini, işletme müdürlüklerince yapılan incelemede dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesinde belirtilen şartları taşımadığını, 31/12/1981 tarihi öncesinde bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitiren yerlerden olmadığını ileri sürerek 41 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca çekişmeli parselle ilgili olarak yapılan 2/B tesbitinin iptali ve taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın 2005 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davalı ... adına tesbit edildiği, Orman Yönetimi tarafında açılan tesbite itiraz davasının ... Kadastro Mahkemesinin 2009/18 E. - 2009/28 K. sayılı dosyasında görülerek taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın kesinleşerek tapuda infaz edildiği ve halen davalı Hazine adına orman niteliği ile tapuda kayıtlı olduğu, 41 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 2012 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarında dava konusu taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığı, kesin hükümle orman olduğu tespit edilen bir taşınmazın daha sonra yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırı dışında bırakılmasının hukuken geçerliliğinin bulunmadığı gerekçesi ile davalı ...’a yönelik davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılara yönelik davanın kabulü ile; 41 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından dava konusu ... İlçesi, ... Köyü 217 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre yapılan orman sınırları dışına çıkarma işleminin iptaline, taşınmaz halen orman niteliğinde Hazine adına tapuda kayıtlı olduğundan yeniden sicil oluşturulmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından taşınmazın kendisine ait fındık bahçesi olduğu ileri sürülerek temyizi üzerine Dairenin 27/02/2014 gün ve 2013/10656 E. - 2014/2492 K. sayılı ilâmıyla [""İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,""] karar verilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, ... Köyü 217 ada 2 no"lu parselin 2/B madde uygulamasına itiraza ve orman olarak Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre ilk kez yapılıp 03/07/1978 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, 2896 sayılı Kanuna göre 2/B madde uygulaması ve yapılan itirazlar sonucunda işlemin iptali için dava açılan ve fakat yargılama devam ettiği için itirazlar incelenerek karara bağlanmamış yerlerde, ayrıca mahkeme kararı ile orman sayılan ve fakat 2/B madde uygulaması yapılmamış
yerlerde 41 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 25/04/2013 tarihinde yasadaki son değişklik nedeniyle bir (1) ay süreyle ilân edilen 2/B madde uygulaması yapıldığı askı ilân tutanağından anlaşılmaktadır. Temyize konu dava, 22/05/2013 tarihinde süresi içinde Kadastro Mahkemesinde açılmıştır.
Çekişmeli ... Köyü 217 ada 2 nolu parselin bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 2005 yılında yapılmış ve sonuçları 03/05/2005-01/06/2005 tarihleri arasında ilân edilerek itirazsız yerler kesinleşmiştir.
Davalı ..., karar düzeltme dilekçesinde; taşınmazının fındık bahçesi olduğunu ve bilim ve fen bakımından 31/12/1982 yılından önce orman vasfının kaybettiğini ileri sürerek yönetimin açtığı davanın reddine karar verilemesi gerekçesi ile hükmün bozulmasını istemiştir.
Çekişmeli 217 ada 2 no"lu parselin bulunduğu ... Köyünde 2005 yılında yapılan kadastro sırasında dava konusu taşınmaz, senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına 48.972,38 m2 yüzölçümü ile ve fındıklık niteliği ile tespit edilmiştir. Orman Yönetimi tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasında ... Kadastro Mahkemesinin 2005/498 E. - 2006/226 K. sayılı kararı ile kadastro tesbitinin kısmen iptali ile taşınmazın fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 47.497,94 m2"lik kısmının tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ve fen bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 1473,29 m2"lik kısmının tespitte olduğu gibi fındıklık niteliği ile davalı adına tesciline karar verilmiş; Orman Yönetimi ve davalının temyizi üzerine fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin hükmün onanmasına ve (B) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin hükmün bozulmasına karar verilmesi üzerine, mahkemece, 26/02/2009 gün ve 2009/18 E. - 28 K. sayılı kararında davanın kabulü ile ... Köyü 217 ada 2 nolu parselin kadastro tespitinin iptaline ve orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, taraflarca hüküm temyiz edilmediğinden kesinleştirilerek 27/11/2012 tarih ve 6876 numaralı yevmiye ile tapuda infazı sağlanmıştır.
Belirtilen dosyada alınan orman bilirkişi raporunda, 1959 tarihli memleket haritası ve 1947 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünde eğimin yüksek olduğu ve üzerinde kayın, gürgen ve kestane ve münferit ıhlamur ağaçları bulunduğu orman sayılan yerlerden olduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümünde ise eğimin düşük ve üzerinde 15-30 kök yaşında fındık ağaçları olduğu, orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş, mahkemece, yukarıda geçen yargı aşamaları sonucunda taşınmazın orman olarak tesciline karar verilmiştir. Tesbit tarihinde taşınmaz, eylemli fındık bahçesidir. Daha sonra 2013 yılında yapılan 2/B uygulaması sırasında taşınmazın orman sınırları dışına çıkartılmasına karşı davacı ... Yönetimi tarafından açılan bu dava sırasında alınan orman bilirkişi raporunda, taşınmazın 1982 tarihli memleket haritasında taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün açık alanda (tarım alınında) kaldığı ve 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirdiği rapor edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın hükmen orman olması nedeniyle 2/B uygulamasına konu edilemeyeceği gerekçesiyle Hazine ve Orman Su İşleri Bakanlığı hakkındaki dava kabul edilmiş ise de, mahkemenin kabulü bu konudaki mevzuata ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 30. maddesi hükmüne göre;
“(1) 2/B uygulamalarında belde, mahalle veya köy sınırları esas alınmak suretiyle çalışma yapılır.
(2) Bir belde, mahalle veya köyde başlatılan çalışmalar o belde, mahalle veya köyün sınırları içinde kalan bütün Devlet ormanlarını kapsayacak şekilde ve eksiksiz olarak yapılır.
(3) Bu Yönetmelik hükümlerine göre işlemleri tamamlanmış ve kesinleşmiş belde, mahalle veya köylerdeki Devlet ormanlarında bu amaçla tekrar çalışma yapılamaz.
(4) Ancak; a) Kadastro uygulamaları yapılmış, ilân edilmiş ve kesinleşmiş, belde, mahalle veya köyde kesinleşmiş orman sınırlarına göre orman sayılmayan alanlar içerisinde
kalan taşınmaz iken, herhangi bir nedenle mülkiyet anlaşmazlığının yargıya intikal etmesi ve niza konusu taşınmaz hakkında mahkeme kararı ile ilk defa ve hukuken orman sayılan yer kararının verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi ile orman niteliğini kazanmış, ancak, 6831 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi araştırması ve uygulaması yapılmamış yerlerde,
b) 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ve 2896 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi gereğince orman sınırları dışına çıkartılıp orman sınırları dışına çıkarma işleminin iptali için dava açılmış, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi uygulaması sırasında yargılama devam ettiği ve yapılan uygulama iptal edilmiş olmadığından değerlendirilmemiş, uygulama sonrasında yargılaması tamamlanıp kesinleşmiş yargı kararı ile orman sınırları dışına çıkarma işlemi iptal edilmiş yerlerde,
c) Tapuda orman vasfıyla tescilli olup da 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi uygulaması sırasında orman sınırları içinde değerlendirilmemiş olması nedeni ile 2/B araştırmasına konu edilmeyen yerlerde,
ç) Çalışma alanı sınırlarındaki kenarlaşma hataları ile fennî hatalardan kaynaklanan nedenlerle 2/B araştırmasına konu edilmeyen yerlerde,
d) Tapulama veya kadastro çalışmaları sırasında davalı olması nedeniyle malik tesbiti yapılmayan ya da gerçek veya tüzel kişiler adına tesbit edilen, ancak, bu tesbite karşı açılan davalar veya tapu iptal davası nedeniyle mahkemeye intikal ettirilen ve davası devam ederken 2/B uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan, ancak, mahkemece 6831 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmaksızın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilen yerlerde,
Bölge müdürlüğünce durum tesbiti yapılır. Sonuç ayrıntılı bir rapor ile Genel Müdürlüğe intikal ettirilerek Komisyon görevlendirilmesi talep edilir. Görevlendirilen Komisyon bu Yönetmeliğin ilgili hükümleri doğrultusunda 2/B uygulamalarını yapar.” hükümleri yer almaktadır. Anılan Yönetmeliğin özellikle 4. bendi (a) fıkrasında açıkça mahkeme kararı ile orman sayılan alanlarda dahi 2/B uygulamasının yapılabileceği kabul edilmiştir. Ancak, bunun için, taşınmazın dava tarihindeki eylemli durumuna göre orman sayılmış olmaması gerekir. Somut olayda, ... Kadastro Mahkemesinin 2005/498 E. - 2006/226 K. (bozma sonrası 26/02/2009 gün ve 2009/18 E. - 2009/28 K.) sayılı kararı taşınmazın 1959 tarihli memleket haritası ve 1947 tarihli hava fotoğraflarında kısmen orman sayılan yerlerden olması nedeniyle orman sayıldığı, tesbit tarihinde taşınmazın eylemli fındık bahçesi olduğu, bilirkişi raporlarına göre de, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemenin gerekçesi yerinde değildir.
Diğer taraftan, davalı ... hakkındaki dava husumetten reddedilmiştir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin üçüncü fıkrasında, Orman Yönetimi tarafından orman kadastrosu ve 2/B uygulamalarına karşı açılacak davalarda hasım, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler olarak gösterilmiştir. Eldeki davada davalı ..."ın taraf sıfatının bulunup bulunmadığı, kanundaki “hak sahipliği” kavramının şerh edilmesiyle açıklığa kavuşturulabilir.
6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin ikinci fıkrasında, “hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında hasım Orman Genel Müdürlüğü; 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak itiraz davalarında ise hasım Hazine ve Orman Genel Müdürlüğüdür.” denilmektedir. Bu maddedeki “hak sahipliği” kavramı yerleşmiş Yargıtay uygulaması ile tapulu taşınmazlarda tapu sahipliği, tapusuz yerlerde ise 3402 sayılı Kanunun 17. maddesinde öngörülen 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği bulunan gerçek ve tüzel kişiler olarak kabul edilmiştir. Başka bir ifade ile, bir taşınmaz üzerinde lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşulları gerçekleşmiş olan kişiler tarafından sınırlamaya itiraz davalarının açılabileceğidir. Bu durumda, evrensel hukukun genel ilkelerinden olan silahların eşitliği ilkesinden hareketle, aktif dava ehliyeti için taşınmaza zilyet olmak kabul edildiğine göre, pasif dava ehliyeti için zilyetliğin öncelikli olarak kabulü ile pasif husumet yönünden taşınmaza zilyet olmak yeterli kabul edilmelidir.
Kaldı ki; 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin, “2/B uygulama tutanaklarında yer alacak hususlar” başlıklı 31. maddesinin (d) bendinde, “orman sınırları dışına çıkarılacak yerlerin ormana bitişik sınırlarında kalan kısımlarının halen ve fiilen kimlerin işgali altında bulunduğu”nun tutanaklarda gösterileceği düzenlenmiştir. 2013 yılında yapılan 2/B uygulaması sırasında 2/B çalışma tutanağında halen ..."ın işgalinde olduğu belirtmesi yapılarak orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, taşınmazın orman olarak tapuda kayıtlı olduğu dönemdeki zilyetlik kabul edilmezse dahi, 2/B ile orman sınırları dışına çıkartıldıktan ve çalışma tutanağında da zilyet belirlemesi yapıldıktan sonra, yönetmelik hükümleri ile 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin 2 ve 3. bentlerinde ifade edilen hak sahipliği statüsünün şartlarının oluştuğunun kabulü gerekir.
Somut olayda; çekişmeli taşınmaz, 2005 yılında yapılan kadastro sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresi 20 yılı geçtiği kabul edilerek davalı adına tesbit edilmiştir. Bu tesbite karşı Orman Yönetimince açılan dava üzerine taşınmazın eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman olması nedeniyle tesbit iptal edilmiştir. Daha sonra 2013 yılında yapılan 2/B uygulaması sırasında, taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirdiği belirlenerek orman sınırları dışına çıkartılmıştır.
Taşınmazın, ... Kadastro Mahkemesinin 2005/1072 E.-2006/785 K. sayılı dosyasında alınan orman bilirkişi raporunda, 25-30 kök yaşında fındık ağaçları ile kaplı olduğu ve dosyada alınan raporda taşınmazın kısmen eylemli fındıklık bahçesi olduğu anlaşılmaktadır. Buradaki zilyetlik, hak sahipliği açısından mahkemece dikkate alınarak değerlendirme yapılması gereken bir haktır. Zira, davalının bu taşınmaza zilyet olduğu yaklaşık 50 yıllık dönemde, yöre halkının taşınmaza herhangi bir müdahaleleri olmadığı gibi, bu yerin davacıya ait olduğunun da kabul edildiği ve bu durumun tanındığı görülmektedir. Benzer durumların oldukça yaygın olduğu hususu da ülkemizin bir gerçeğidir. Bütün bu olgular karşısında, davalı gerçek kişinin bu taşınmaz üzerinde hak sahibi olmadığını iddia etmek, açık, somut gerçekliğe ve hakkaniyete aykırı düşer. Her ne kadar 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılan yerler Hazine adına çıkarılmakta ise de, özellikle 6292 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, 2/B alanlarının kullanıcılarına satılması ve/veya bedelsiz iadesi (tapulu alanlar için) söz konusu olduğundan, bu yerin 2/B ile orman sınırları dışına çıkartılmasında davalı olan zilyedin hukukî yararının bulunduğu da tartışmasızdır. Bu nedenlerle davalı gerçek kişi aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken yanılma sonucu onandığı anlaşıldığından, davalı Necip Odabaş"ın karar düzeltme itirazarının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelere göre, davalı gerçek kişi aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş olması yerinde olmadığı gibi, çekişmeli taşınmazın davaya konu (B) harfli bölümünün 31/12/1981 tarihinden önce orman niteliğini yitirdiği ve eylemli fındıklık olan taşınmaza bölümüne yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ..."ın karar düzelteme isteminin kabulü ile Dairenin 27/02/2014 gün ve 2013/10656 E. - 2014/2492 K. sayılı onanma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve yerel mehkemenin 27/09/2013 gün ve 2013/193 E. - 2013/32 K. sayılı hükmünün BOZULMASINA, temzi harcının istek halinde iadesine 08/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.