17. Hukuk Dairesi 2014/10443 E. , 2016/9133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 18/05/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile ...plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihi itibarini kapsayan geçerli bir zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi bulunmadığını, davalı tarafından ödenen 30.805,00 TL"nin davacının maruz kaldığı gerçek zararı tazmin etmekten çok uzak olduğunu açıklayıp fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu 18/05/2010 kaza tarihi itibari ile temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili; talebini 34.769,83 olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 34.769,83 TL"nin (10.000,00 TL"sinin 10/11/2010 tarihinden itibaren 24.769,83 TL"nin ise ıslah tarihi olan 05/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
...
Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ... yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira, sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 98/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Dava konusu olayda davadan önce davacı tarafaından .. Hesabına başvuru yapıldığı ve bu başvuru sonucu ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece, davacının talebine göre, davalı tarafından ... başvuruya cevap tarihinden 8 iş günü sonrasından itibaren, yani davalının 24.07.2011 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek, bu tarihiden itibaren temerrüt faizine hükmedilmek gerekirken, yazılı şekilde temerrüt faizine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesinin yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nın 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “10.000,00 TL"sinin 10/11/2010 tarihinden itibaren 24.769,83 TL"nin ise ıslah tarihi olan 05/12/2013 tarihinden” ibaresinin çıkarılarak yerine “24.7.2011 tarihinden” tümcesinin yazılarak hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.