5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/11363 Esas 2021/5182 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11363
Karar No: 2021/5182
Karar Tarihi: 29.04.2021

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/11363 Esas 2021/5182 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği karar temyiz edilmekte olup, yerel mahkemece kurulan mahkumiyet hükmü ile birlikte naklide kullanılan aracın iadesine de karar verildiği belirtilmiştir. Ancak aracın müsadere davasının konusu olduğu için, araç hakkında açılan müsadere davasının bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün ortadan kalkacağı ifade edilmiştir. Bu nedenle yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağına değinilmiştir. Ayrıca, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından Yargıtay denetiminin gerekli olduğu ifade edilerek, mahkeme hükmünün ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 5607 Sayılı Kanun'un 13. maddesi ve 5237 Sayılı Kanun'un 54. maddesi
- 7242 Sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 Sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenleme
- 7242 Sayılı Kanun'un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 Sayılı Kanun'un 5/2. maddesine eklenen fıkra
- 5237 Sayılı TCK'nin 7. maddesi ve 7242 Sayılı Kan
19. Ceza Dairesi         2019/11363 E.  ,  2021/5182 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Nakil Aracının İadesi


    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
    1-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
    2-) Mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    2- UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında temyiz davasına konu olan (aynı) suçtan açılan başka bir kamu davasında İslahiye 1. Asliye Ceza Mahkemesince 2014/132 E. 2014/293 K. sayılı “mahkumiyet” hükmü verildiğinin tespit edilmesi karşısında;
    Yerel mahkemece; UYAP kayıtları taranarak, sanık hakkında aynı suçtan açılmış başkaca ceza davası dosyalarının bulunup bulunmadığı da tespit edilip hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle bu dosyalar arasında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması ve ulaşılacak sonuca göre yargılama süreçlerinin akıbeti ile sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi zorunluluğu,

    4-Gün adli para cezalarının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nin 232/6 maddesine aykırı davranılması,
    5-Temel gün adli para cezası tayin edilip artırım ve indirim nedenleri uygulandıktan sonra gün adli para cezasının paraya çevrilmesi gerektiği kuralının gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN tebliğnameye uygun olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 29/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.