13. Hukuk Dairesi 2012/20543 E. , 2013/1313 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının dava dışı Denizbank’tan aldığı krediye kefil olduğunu,davalının kredi borcunu ödememesi üzerine bankanın davalı ve kendisi aleyhine icra takibi başlattığını,maaşından yapılan kesintiler ve elden yaptığı ödemeler toplamı 5.397TL’yi ödediğini, bu miktarın rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine....İcra Müdürlüğünün 2010/22446 esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek,davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, kredi borcunu kendisinin ödediğini, davacının kefil olurken kefalete teminat olmak üzere kendisinden 20.4.2006 tanzim tarihli ve 5.000TL bedelli bono aldığını, davacının maaşından kesilen paraları ileri sürerek bonoyu ciro ettiğini, bononun tamamını ödediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, kefalet ilişkisinden dolayı davacının davalının borcunu ödediği, ancak davalının bu borcuna ilişkin olarak 20.4.2006 tanzim tarihli ve 5.000TL bedelli senedi davacıya verdiği, bilahare davacının bu senedi üçüncü şahsa ciro ettiği, davalının senet bedelini ödediği, buna göre söz konusu senedin davaya konu edilen borca ilişkin verildiği hususunda ispat yükünün davalıya ait olduğu,davalının senedi borcuna ilişkin verdiğini yazılı delille ispat edememesine rağmen son celsede bu hususta davalı tarafça davacı tarafa yemin teklif edildiği, kesin delil niteliğinde olan yemin teklifinin davacı vekili tarafından kabul edilmediği, buna göre davacının kesin delil niteliğindeki yemin teklifini kabul etmemesi nedeniyle davalı tarafından borcuna ilişkin senet mukabili 5.000 TL bedelin davacıya ödendiğinin sabit olduğu,takip tarihi itibariyle davalının davacıya herhangi bir borcunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2012/20543 2013/1313
1-Davacı, davalının bankadan kullandığı krediye kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine bankanın kendisi ve davalı aleyhine icra takibi başlattığını, takip esnasında maaşından kesinti yapıldığı gibi elden de ödemeler yaptığını, kredi borcu nedeniyle yapmış olduğu ödemelerin rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, kredi borcunu kendisinin ödediğini, davalının kefil olurken teminat amacıyla kendisinden 5.000TL bedelli senet aldığını, bilahare senede ilişkin borcu ödediğini savunmuştur. Mahkemece davacının kefaleten davalıya ait kredi borcu için ödeme yaptığı, davalının borcuna karşılık davacıya senet verdiği,senede ilişkin borcun davalı tarafından ödendiği, senedin dava konusu borca ilişkin verildiği hususunda ispat yükünün davalıya ait olduğu, davalının yazılı delille bu hususu ispat edemediği, ancak, davacı tarafa yemin teklif ettiği, davacının kesin delil niteliğindeki yemin teklifini kabul etmediği, bu nedenle davalı tarafından borcuna ilişkin senet karşılığı 5.000TL bedelin davacıya ödendiğinin sabit olduğu,davalının davacıya borcunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, kesin delil niteliğinde olan yemin delilinin karşı tarafa yöneltilmesi için yemin teklif eden tarafın bu delile dayandığını delil listesinde belirtmesi gerekir. Davalı, yargılama aşamasında yemin deliline dayandığını belirtmemiştir. Bu durumda mahkemece yemin delili dikkate alınarak hüküm kurulamaz. Öyle olunca mahkemece davalının yemin delili dışındaki diğer delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarda birinci bentte gösterilen nedenle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA,ikinci bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.