Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/1166
Karar No: 2020/184

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/1166 Esas 2020/184 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK'nın 134/2, 62 ve 53. maddeleri uyarınca sanığa 2 yıl 6 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna karar verildi. Sanık müdafisinin temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından CMK'nın 225/1. maddesi gereğince yapılan hüküm tesisinde suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanığa fazla ceza verildiği gerekçesiyle bozuldu. İlk hükümde verilen gerekçenin tekrarlanması suretiyle direnme kararına konu hüküm kurulduğu için belirtilen nedenle bozuldu. Kanun maddeleri ise TCK 134/1-2. cümle, 53 ve 62. maddeleri olarak belirtiliyor.
Ceza Genel Kurulu         2017/1166 E.  ,  2020/184 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 855-935

    Sanık ... hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, Ankara (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesince 01.11.2011 tarih ve 2367-1610 sayı ile eylemlerin özel hayatın gizliliğini ihlal ve şantaj suçlarını oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesince 20.12.2012 tarih ve 737-1211 sayı ile sanığın, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK"nın 134/2, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin kurulan hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 02.02.2015 tarih ve 17546-1682 sayı ile;
    "...Sanığın sübutu kabul edilen eyleminin 134. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu, anılan maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinde, kişilerin özel hayatının gizliliği ihlal edildiği takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesinde, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi hâlinde, bir yıldan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüş iken, 05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un 81. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK"nın 134. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesindeki ceza miktarı bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesi gereğince, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi hâlinde verilecek cezanın bir kat artırılacağının belirtilmiş olması karşısında, TCK"nın 7/2. maddesi gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün hâlinde uygulanması ve bu durumun hükmün gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm tesisi gerektiği gözetilmeden, CMK"nın 225/1. maddesindeki, "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." düzenlemesine aykırı şekilde, iddianame dışına çıkılarak ve suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık hakkında TCK"nın 134. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesindeki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 3 yıl hapis cezası tayin edilmek suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 15.07.2015 tarih ve 1815-706 sayı ile; sanık ..."nın TCK"nın 134/1-2. cümle ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiş, bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 17.02.2016 tarih ve 15045-2341 sayı ile;
    "...Sanık hakkında 20.12.2012 tarihinde verilen ilk hükümde, "Sanığın duruşmadaki iyi hâli, lehine, taktiri tahfif nedeni sayılarak tayin edilen cezaları TCK"nın 62. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirilerek" gerekçesine dayanılarak TCK’nın 62.maddesi uygulanırken, sanık müdafisinin temyizi üzerine Dairemizin 02.02.2015 tarihli bozma ilamı sonrasında, sanığın, dosyaya yansıyan kişiliğinde bir değişiklik bulunmamasına rağmen, mahkemece "Cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkisi de dikkate alınarak TCK"nın 62. maddesi sanık hakkında uygulanmamıştır." denilmek suretiyle dosya kapsamıyla bağdaşmayan gerekçelerle, sanık hakkında TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi," nedeninden bozulmasına karar verilmiştir.
    Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi ise 02.06.2016 tarih ve 855-935 sayı ile bozma kararına direnmiştir.
    Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.11.2016 tarihli ve 379202 sayılı "Düzeltilerek onama" istekli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 01.11.2017 tarih ve 11774-8239 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık hakkında şantaj suçundan verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK"nın 62. maddesinin uygulanmamasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme kararının yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yerel Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin aynen tekrarlanması suretiyle direnme kararına konu hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağında kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
    Yerel Mahkemece, sanık hakkında verilen hükümde direnilirken, bu ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan önceki hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle hüküm kurulmuştur.
    Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme kararına konu hükmün belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.06.2016 tarihli ve 855-935 sayılı direnme kararına konu hükmünün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.03.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi