2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/22229 Esas 2016/23220 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/22229
Karar No: 2016/23220
Karar Tarihi: 08.12.2016

2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/22229 Esas 2016/23220 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/22229 E.  ,  2016/23220 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre,
1)İİK"nın 333/a maddesine aykırılıktan kurulan hükümlere yönelik incelemede;
Sanıkların üzerine atılı “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun takibi şikayete bağlı olup, bu suçta suç tarihinin, icra takibinin kesinleştiği 24.11.2011 tarihi olduğu anlaşılmakla, şikayetçi vekilinin İİK"nın 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 15.04.2013 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle sonuç itibariyle doğru olan şikayet hakkının düşürülmesi kararına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2) İİK’nın 345/a maddesine aykırılıktan kurulan hükümlere yönelik incelemede,
İİK"nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı kanunun 179 ve 6762 sayılı TTK"nın 324. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle, öncelikle sanıklar hakkında cezai sorumluluğun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından şirket ana sözleşmesi getirtilerek, fiilin birlikte işlenmediğinin anlaşılması halinde, temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar da dikkate alınarak suçun oluşumundaki temsilci veya temsilciler tespit edilip, borçlu şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği sorulup, şikayet süresinde ise borçlu şirkete ait ticari defterlerin ve kayıtların temini ile hakkındaki kesinleşmiş icra takipleri de getirtilerek, şirketin pasifine eklendikten sonra bilançolar ve banka hesapları da esas alınarak karşılaştırılmalı bilirkişi incelemesi yaptırılıp, şikayet tarihi itibariyle şirketin iflasının istenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı saptanarak, sonucuna göre hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanıklar hakkında aynı suçtan dolayı aynı mahkemenin 2013/134 ve 2013/136 esas sayılı dosyalarının bulunduğunun anlaşılması karşısında, suçun tek suç oluşturup oluşturmadığı veya TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması bakımından dosyaların birleştirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 08.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.