Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 1969 yılında yapılıp 01.04.1970 ilâ 02.05.1970 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen arazi kadastrosu sırasında parsel sayılı 4440,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, davalı gerçek kişilerin murisi adına tarla niteliğiyle tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi vekili, yörede 2005 yılında ilk kez yapılan ve 11.08.2006 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sırasında , 456 parsel sayılı taşınmazın kısmen orman sınırı içine olması nedeniyle tahdit içerisinde kalan bölümün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ve tapu kaydı üzerinde bulunan şerhlerin ve kısıtlamaların kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, çekişmeli taşınmazın 14/06/2013 havale tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfiyle işaretli 572,18 m²’lik bölümün tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve teciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan bölümünün tapusunun iptalinin talep edildiğini, mahkemece bu bölümün tapusunun iptaline karar verildiği halde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve peşin ödenen harcın iadesine karar verilmemiş ayrıca tapunun beyanlar hanesindeki şerhlerin kaldırılmamış olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı şekilde davanın kısmen kabulünde bir isabetsizlik bulunmaktadır. Ancak davacı Orman Yönetimi; çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhlerinin silinmesini de istediği ve ormanların korunmasına ilişkin Anayasanın 169 ve 6831 sayılı kanunların 93. maddeleri karşısında ormanlar üzerinde herhangi bir şerh konulamayacağı halde mahkemece orman olduğu belirlenen bölümün tapu kaydı üzerindeki şerhlerin silinmesine karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının bir numaralı bendinde yer alan “... Kayıt ve tesciline...” ibaresinden sonra gelmek üzerine “tapu kaydının beyanlar hanesindeki satış vaadi ve haciz şerhlerinin silinmesine” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K"nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/09/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.