20. Hukuk Dairesi 2014/5483 E. , 2014/7117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı T.C.Devlet Demiryolları İşletme Genel Müdürlüğü tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, tapuda davalı T.C. Devlet Demiryolları adına içinde beş adet kargir işletme binası ve lojman olan tarla niteliğiyle kayıtlı...Mahallesi 239 ada 11 parsel sayılı 359827,67 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla tahdit içinde kalan bölümün tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 239 ada 11 sayılı parselin 08/11/2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunun Ek-3’de (B) harfiyle işaretli 180,588 m²’lik bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ile davalı T.C. Devlet Demiryolları İşletme Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen tahdide dayılı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1972 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre 1982 yılında, 3302 sayılı Kanuna göre de 1988 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B uygulaması ile 2010 yılında yapılarak kesinleşen orman sayılmayan alanda kalıp kesinleşmiş mahkeme kararı ile ilk defa ve hukuken orman sayılan yerlerde 3302 sayılı Kanuna göre yapılan 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kısmen orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mahkemece, mevcut tapu kaydı iptal edilmeden (B) harfiyle işaretli bölüm hakkında yeniden tescil kararı verilerek mükerrer sicil oluşturulması; ayrıca, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince "bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1 numaralı bendinde yer alan “180.580,79 m²’lik alanın” ibaresinden sonra “orman vasfı” kelimelerinden önce gelmek üzere “tapu kaydının iptaline” ibaresinin eklenmesi; ayrıca, hükmün yargılama giderlerine ilişkin 2, 3 ve 4 numaralı bentlerinin hükümden kaldırılarak, yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre belirlenen 1500.- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.