Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7645
Karar No: 2021/6021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/7645 Esas 2021/6021 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/7645 E.  ,  2021/6021 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVACILAR : ... VD.



    Taraflar arasındaki davadan dolayı Tire 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09/07/2020 tarihli ve 2018/203 Esas - 2020/207 Karar sayılı hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin olan 01/04/2021 tarihli ve 2020/3205 Esas - 2021/1980 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde karşı davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-

    Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilen taşınmaz yönünden devrin mal kaçırma amacı ile değil gerçekten bakılmak amacı ile yapıldığı, davalının bakım borcunu yerine getirdiği, ivazlı akitlerde tenkis hükümlerinin uygulanamayacağı bağış suretiyle temlik edilen taşınmaz yönünden ise devrin saklı payı zedeleme kastıyla yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece; "...mirasbırakan Sadık"ın ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiği 323 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden mal kaçırma kastının olmadığı, davalının da bakım borcunu yerine getirdiği saptanmak, diğer yandan ölünceye kadar bakma akitleri ivazlı olduğundan tenkise tabi olmadığı gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı... tanık anlatımlarından davalı oğlu ile birlikte yaşayan mirasbırakanın davacı kızları ile küs olduğu, davacı kızlarının eve ziyarete geldiklerinde içeri alınmadıkları gözetildiğinde 247 ada 13 parsel sayılı taşınmazın saklı payı zedeleme kastıyla davalıya temlik edildiği sonucuna varıldığı... 247 ada 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden tenkis konusunda inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının doğru olmadığı" gerekçeleri ile bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 247 ada 13 parsel sayılı taşınmaza yönelik tenkis taleplerinin kabulüne dair verilen karar Dairece, “... 247 ada 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, hüküm altına alınan tenkis alacağı, karar tarihinde muaccel hale geldiğinden, karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı olarak dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle faizin başlangıç tarihi yönünden düzeltilerek onanmıştır.
    Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle
    mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (TMK m.565) Miras bırakanın TMK"nin 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
    Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
    Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
    Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 tarihli 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
    Somut olayda, saklı payın belirlenmesinde izlenen yöntem yukarıda açıklanan ilkelere uygundur. Ancak dosya içeriğinden 31/05/2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davaya konu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 149.865,78 TL olarak hesaplandığı, aynı bilirkişilerce hazırlanan 15/07/2017 tarihli raporda taşınmazın mirasbırakanın ölüm tarihindeki değerinin 145.029,82 TL olarak ve taşınmazın güncel değerine ilişkin olarak alınan 15/03/2019 tarihli raporda taşınmazın 28/02/2019 tarihi itibariyle değerinin 331.513,60 TL olarak tespit edildiği; mahkemece ikinci kez yapılan keşif üzerine farklı bir bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 17/04/2019 tarihli raporda taşınmazın dava tarihindeki değerinin 345.197,60 TL, mirasbırakanın ölüm tarihindeki değerinin 49.617,75 TL ve 05/04/2019 tarihli keşif itibariyle değerinin 784.540 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
    Taşınmaz değerinin takdir edilmesi uzmanlık gerektiren bir konu ise de bu hususta alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli ve bilimsel verilere dayalı olması gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece farklı bilirkişi heyetlerinden alınan 15/03/2019 ve 17/04/2019 tarihli raporlar arasında miktar yönünden fahiş fark bulunmasının yanı sıra bilirkişi heyetlerince taşınmazın değerlenmesinde esas alınan birim bedellerin de birbirinden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, Mahkemece taşınmaz değerinin doğru belirlenmesinin uyuşmazlığın sonucuna doğrudan etkili olduğu gözetilmeksizin ve bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin sebebi araştırılmaksızın karar verilmiştir.
    Hal böyle olunca, Mahkemece tenkise konu taşınmaz mahallinde yeniden fen, inşaat ve ziraat bilirkişilerinden oluşan bilirkişi heyeti ile keşif yapılması, denetime elverişli ve bilimsel esaslara dayalı rapor tanzim edilerek taşınmaz değerinin belirlenmesi, dosya içeriğinde bulunan raporlar arasında çelişki bulunması halinde sebebinin tartışılarak çelişkinin giderilmesi, ayrıca davalı tarafın aynı mahkemenin 2018/262 Esas sayılı dosyasında taşınmaz değerinin 640.000 TL olarak değerlendirildiği yönündeki itirazı dikkate alınarak gerekirse bu dosyada alınan bilirkişi raporunun da mahkemece değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Değinilen hususlar karar düzeltme isteği üzerine yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin H.U.M.K."un 440. maddesi uyarınca kabulüne; Dairenin 01/04/2021 tarihli 2020/3205 Esas, 2021/1980 Karar sayılı düzelterek onama ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, Yerel Mahkemenin 09/07/2020 tarih 2018/203 Esas, 2020/207 Karar sayılı ilamının açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K."un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 25/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi