Esas No: 2022/1681
Karar No: 2022/11796
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1681 Esas 2022/11796 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1681 E. , 2022/11796 K."İçtihat Metni"
Mala zarar verme suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/06/2020 tarihli ve 2020/51315 soruşturma, 2020/34226 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İZMİR 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/12/2020 tarihli ve 2020/2546 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 17/01/2022 gün ve 94660652-105-35-11797- 2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/02/2022 gün ve 2022/10552 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müştekinin alınan ifadesinde, şüpheli ile arasında 07/10/2017 tarihinde çıkan tartışma esnasında şüphelinin kendisini yere düşürüp tekme ve yumruk atmak suretiyle yaralamasının ve hakaret etmesinin yanında ayrıca yaralama eyleminden dolayı Samsung S4 Mini marka model cep telefonunun kırıldığını beyan ederek, kendisini darp eden ve hakarette bulunan şüpheliden şikayetçi olduğunu ifade ettiği anlaşılmakla, darp eden ve hakarette bulunan şüpheliden şikayetçi olunmasına yönelik beyanın, yalnızca yaralama ve hakaret suçuna ilişkin şikayette bulunulduğu şeklinde kabul edilemeyeceği, zira yalnızca darp ve hakaret eylemleri sebebiyle şikayetçi olduğu yönünde açık bir irade beyanı mevcut olmayıp, şüpheliyi yapmış olduğu eylemleri ile tanımlamak suretiyle sonuç olarak şüpheliden şikayetçi olunduğu ve aynı beyanda telefonunun kırıldığı hususu da ayrıca ve açıkça ifade edildiği gözetildiğinde, mala zarar verme suçu bakımından da süresinde yapılmış bir şikayetin varlığı kabul edilerek soruşturma yapılması gerektiği;
Bu durumda, müştekinin telefonunun kavga esnasında elinde olması halinde şüphelinin telefonun kırılmasını da öngörmesine rağmen fiilini gerçekleştirmiş olacağı nazara alındığında, öncelikle suça konu telefonun şüphelinin eylemi esnasında kırılmasının şüpheli tarafından öngörülüp öngörülemeyeceğinin belirlenmesi bakımından, telefonun olay esnasında tam olarak nerede bulunduğunun tespiti ile doğrudan ve olası kast tartışılmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun’un 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise aynı Kanun’un 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Cumhuriyet savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince (soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmez ise) dosya kapsamındaki deliller itibariyle itiraz incelenip kabul veya reddedilecektir.
Somut olayda, müştekinin alınan ifadesinde, şüpheli ile arasında 07/10/2017 tarihinde çıkan tartışma esnasında şüphelinin kendisini yere düşürüp tekme ve yumruk atmak suretiyle yaralamasının ve hakaret etmesinin yanında ayrıca yaralama eyleminden dolayı Samsung S4 Mini marka model cep telefonunun kırıldığını beyan ederek, kendisini darp eden ve hakarette bulunan şüpheliden şikayetçi olduğunu ifade ettiği anlaşılmakla, darp eden ve hakarette bulunan şüpheliden şikayetçi olunmasına yönelik beyanın, yalnızca yaralama ve hakaret suçuna ilişkin şikayette bulunulduğu şeklinde kabul edilemeyeceği, zira yalnızca darp ve hakaret eylemleri sebebiyle şikayetçi olduğu yönünde açık bir irade beyanı mevcut olmayıp, şüpheliyi yapmış olduğu eylemleri ile tanımlamak suretiyle sonuç olarak şüpheliden şikayetçi olunduğu ve aynı beyanda telefonunun kırıldığı hususu da ayrıca ve açıkça ifade edildiği gözetildiğinde, mala zarar verme suçu bakımından da süresinde yapılmış bir şikayetin varlığı kabul edilerek soruşturma yapılması gerektiği;
Bu durumda, müştekinin telefonunun kavga esnasında elinde olması halinde şüpheli ...’nin telefonun kırılmasını da öngörmesine rağmen fiilini gerçekleştirmiş olacağı nazara alındığında, öncelikle suça konu telefonun şüphelinin eylemi esnasında kırılmasının şüpheli tarafından öngörülüp öngörülemeyeceğinin belirlenmesi bakımından, telefonun olay esnasında tam olarak nerede bulunduğunun tespiti ile doğrudan ve olası kast tartışılmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İZMİR) 7. Sulh Ceza Hakimliğinden kesin olarak verilen 24/12/2020 tarihli ve 2020/2546 Değişik İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.