10. Hukuk Dairesi 2016/7976 E. , 2016/14584 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, aksine kurum işleminin iptaliyle maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
25.12.1959 doğumlu olup, dava dosyasından tahsis talebi ve talep tarihinde prim borçlarının olup olmadığı ve sigortalılık prim ödeme gün sayısı anlaşılamayan davacı hakkında 2007 yılında kolon kanseri tanısı konulsa da 13.04.2007 tarihli raporla timörün iyi huylu olduğunun belirlendiği ve tedavilere cevap verdiği belirtilen 15.09.2009 tarihli raporla remisyonda kolon kanseri tanısı konulduğu ve davalı kurumca davacının maluliyet aylığı tahsis talebine ilk kez 04.11.2009 tarihli Karar ile bedeni çalışma gücü kaybı oranının en az %60 oranında olmaması nedeniyle malul sayılamayacağının belirlendiği, davacının 24.02.2010 tarihli itirazının da Yüksek Sağlık kurulunca aynı nedenle reddedilmesinden sonra davacının 02.12.2013 tarihli ikinci tahsis talebi üzerine aldırılan ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 13.02.2014 tarihli raporu da incelenmek suretiyle davalı Kurumca 27.03.2014 tarihli Karar ile 2013 tarihli Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmediğinin belirtildikten sonra eldeki davanın açıldığı, mahkemece Yüksek Sağlık Kurulu’nun 12.11.2014 tarihli ve Adli Tıp ... Kurulu’nun 15.09.2015 tarihli raporu ile 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak davacının en az %60 oranında çalışma gücü kaybının bulunmadığına dair karar nedeniyle verilen red kararının eksik araştırmaya ve yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlaşılmaktadır.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un 25’inci maddesi ile tüm sigortalılar açısından “malul sayılma” şartları yeniden düzenlenmiştir. Bu kapsamda; 4/a ve 4/b’li sigortalılar için “...çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiği...” Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu Kurumun Sağlık Kurulunca tespit edilenlerin malul sayılacağı belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 26’ncı maddesinde ise; “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır.
Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü getirilerek, “malullük aylığı” bağlanma şartları düzenlenmiştir.
Sigortalı olmak ve sigorta haklarından yaralanmak kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 325. maddesinde de; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verileceği, belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere hazineden ödenmesine hükmedileceği öngörülmektedir.
Maluliyeti nedeniyle maluliyet aylığı taleplerine ilişkin olmak üzere, aylık bağlanması için Kurumca yapılacak işlemler ve gerekli prosedürün belirlenmesi hususunda davalı Kurumca 01.10.2008 tarihinde 5510 sayılı Kanunun maluliyet sigortası ile ilgili hükümlerinin de yürürlüğe girmesiyle birlikte 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kabul edilmiş iken, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği 28727 sayılı ve 03.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.09.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Eldeki davada ise, öncelikle, davacının tahsis talep tarihleri net olarak belirlenmeli, sigortalılık prim gün sayısına ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, tahsise yetecek kadar gün karşılığı olmak ve fazla güne ilişkin prim borcunun tahsise engel olmadığı hususu dikkate alınmak kaydı ile prim borcunun bulunup bulunmadığı hususu açıkça belirlenmeli ve 2013 tarihli Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile getirilen hükümlerin dikkate alınması ve lehe getirilen düzenlemeler kapsamında davacının durumunun Adli Tıp Genel Kurulunca yeniden ve bağlayıcı olacak şekilde değerlendirilmesi ile şayet malul sayılması gerekiyorsa başlangıç tarihinin de belirlenerek davacının talebi bakımından infaza elverişli şekilde 5510 sayılı Kanun"un 25 ve 26. maddelerinde öngörülen maluliyet aylığı bağlama koşullarının oluşup oluşmadığı irdelenmeli ve şayet maluliyet başlangıcının, tahsis talep tarihinden önceki bir tarih olduğu belirlenirse, tahsis talebini takip eden aybaşı, sonraki bir tarih olduğu belirlenirse de, bu tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmasına karar verilmelidir.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilerek yapılacak araştırma ve değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 06.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.