17. Hukuk Dairesi 2014/4818 E. , 2016/9014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen hüküm davalı bina yöneticisi....tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının konut sigorta poliçesi ile sigortaladığı dairenin, apartman kanalizasyonunun tıkanması sonucu zarar gördüğünü, sigortalılarına 2.162,00 TL. hasar bedelini ödeyerek haklarına halef olduklarını, davalıya ödeme yapması konusunda yapılan başvurudan sonuç alınamadığını, davalının zarardan sorumlu olduğunu belirterek 2.162,00 TL. rücuen tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı bina yöneticisi ...., davacının sigortaladığı dairede oluşan hasar onarıldıktan 1 ay sonra arızanın tekrar ettiğini, bina sakinleri olarak kendilerinin hasarın giderimini sağladıklarını, bu nedenle davacının zarar talebinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 2.162,00 TL. tazminatın 28.02.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı bina yöneticisi ..... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının, ödediği bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen
...
sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı taraf, kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazın kanalizasyon sistemindeki arıza nedeniyle, sigortalı daireye suların sızmasıyla meydana geldiği iddia olunan hasar bedelini ödediği, bu bedel için sigortalısının haklarına halef olduğu gerekçesiyle dava açmıştır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde ise kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği öngörülmüştür.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkemece, HMK 1/c maddesi gereğince mahkemenin görevli olmaması nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı bina yöneticisi .... sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı bina yöneticisi Murat Mağdala"nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı bina yöneticisi .... sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ya geri verilmesine 17.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.