1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/9650 Karar No: 2013/13460
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/9650 Esas 2013/13460 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, bir taşınmazı paydaşı olduğu halde davalının 2 yıldır ekim yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davacının paydaşı olduğu taşınmazı davalının haklı bir nedeni olmaksızın işgal ettiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesine ve ecrimisilin kabulüne karar vermiştir. Ancak, mahkeme kararında hangi taşınmazın elatmanın önlenmesine karar verildiği açıklanmamış ve davacının payına düşen miktarın hesap edilerek karar verilmemiştir. Karar, 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince bozulmuştur. Kanun maddeleri: 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi.
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; çekişme konusu 173 ada 50 parsel sayılı taşınmazda davacının ve dava dışı kişilerin paydaş oldukları, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, kayden paydaşı olduğu 173 ada 50 parsel sayılı taşınmazı davalının 2 yıldır ekim yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, dava konusu taşınmazı babasından intikalen uzun yıllardır kullandığını, taşınmazın tapulu arazisi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Gerçekten de, davacının kayden paydaşı olduğu çekişme konusu taşınmazı davalının haklı ve geçerli nedeni olmaksızın ekim yapmak suretiyle işgal ettiği belirlenerek elatmanın önlenmesine ve talep doğrultusunda ecrimisilin hüküm altına alınması kural olarak doğrudur. Ancak, bilindiği gibi, mahkemelerce verilen kararların HMK.nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur. Ne varki, somut olayda, mahkemece yapılan uygulama sonucu elde edilen bilirkişi raporunda, davalının dava konusu 173 ada 50 parselin tamamını ekim yaparak kullandığı belirlendiğine ve davacının payının kroki üzerinde gösterilmediği halde, hüküm yerinde hangi taşınmazdan elatmanın önlenmesine karar verildiğinin açıklanmaması, başka deyişle parsel numarasına yer verilmemesi doğru olmadığı gibi, davacı payına düşen miktarın hesap edilerek m2. üzerinden kabul kararı verilmiş bulunması da doğru değildir. Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.