8. Hukuk Dairesi 2018/3717 E. , 2019/5616 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Kal
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, bir kısım davalılar yönünden davanın usulden reddine, bir kısım davalılar ve dahili davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, davacıların hissedarı oldukları 603 ada 3 parsele 603 ada 2 parsel malikleri olan davalıların murisi tarafından ev ve davalılarca da ekleme yapılmak üzere müdahalede bulunduklarını bu nedenle müdahalelerinin men"ine müdahale eden kısmın ve eklentilerinin kal’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili; dava konusu taşınmazın 40-50 yıl önce üzerindeki evle satın alındığını imar uygulaması sonucu taşkın hale geldiğini, taşkın kısmın yıkımı halinde evin tamamının yıkılacağını, davanın reddini savunmuştur.
Bir kısım dahili davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; ilk kararda davanın kabulüne yapı bedeli üzerinden hapis hakkı tanınmak üzere el atmanın önlenmesine ve taşkın kısmın yıkılmasına karar verilmiştir. Bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2012/3727 esas ve 2012/4341 karar sayılı ilamında 2 parsel malikinin mirasçılarının davada yer almasının sağlanması, taşınmazın imardan önce hak sahipliğinin olup olmadığının taşkın kısmın yıkılması halinde tamamının yıkılıp yıkılmayacağının belirlenerek bedelin depo ettirilmesi , Kabule göre de Rabia Doğanay ve ... yönünden Davut Bilgili mirasçıları olmamaları halinde davanın reddine karar verilmesi gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine Mahkemece verilen 2. kararda davalılar Rabia Doğanay ve ... yönünden taraf ehliyetleri bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, Davalılar ve Dahili Davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Davalı ... yönünden ise davanın kabulü ile davalının davacılara ait 603 ada 3 parsel taşınmaza müdahalesinin men’i ile müdahaleye konu binanın tamamının yıkılmasına yıkım bedeli olarak mahkeme veznesine depo edilen 27.753,56 TL nin davalı ...’ye karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilmiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2013/21366 Esas, 2014/12857 Karar sayılı ilamında ise davalıların öncelikle imardan önce hak sahibi olup olmadığının tespiti taşkınlığın imarla oluşup oluşmadığının belirlenmesi, taşkın kısmın yıkımı halinde yapının tamamının yıkılıp yıkılmayacağının saptanarak önceki bilirkişiler arasındaki çelişkinin giderilmesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece son kararda ise davalılardan ... ve ... yönünden taraf ehliyetleri bulunmadığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davalılar ve dahili davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davanın kabulü ile B harfli ve C harfli yerler toplam 55,75 m2 lik yere davalı ...’nin müdahalesinin men’ine bu bölümde bulunan yapıların kal’ine kal için yapılacak giderlerin ... tarafından karşılanmasına davacı tarafça yıkım bedeli olarak mahkeme veznesine depo edilen 27753,56 TL bedelden 20139,90 TL + 708 TL (B+ C = 20847,20 TL) bedelin davalı ...’ye karar kesinleştiğinde ödenmesine, yine karar kesinleştiğinde bakiye olarak kalan 6.905,66 TL nin davacıya iadesine karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; elatmanın önlenmesi ve kal talebine ilişkindir.
1. Davalı ... vekilinin tüm davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının dosya muhtevası, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre yerinde görülmemiştir.
2. Dosya kapsamında dava konusu 603 ada 2 parselin 123 ada 3, 4, 5, 18, 19 parsellerden, 603 ada 3 parselin ise 123 ada 22 parselin şuyulandırmasından geldiğini, kadastral parsellere ilişkin tespitin 15.05.1980 tarihinde imar uygulamasının 05.11.1987 tarihinde yapıldığı, dava konusu taşınmazda aleyhine hüküm verilen ...’nin murisi Davut Bilgili’nin dava konusu taşınmazda ilk kez 23.09.2003 tarihinde malik olduğu, ölümü ile mirasçı olarak ..., ..., Fadıma Bilgili ve ...’yi bıraktığı, ...’nin ise 07.07.2011 tarihinde dava konusu taşınmazda hisseli malik olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda mahkemece yapılan son keşif sonrası 17.02.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda yapının tamamının A+B+C+ D harfli toplamda 136.70 m2"lik tek katlı bina olduğu, yapının B (1.90 m2 ) + D ( 67,85 m2) toplam 69,75 m2 olan kısmının eski yapı olduğu, A (13.10 m2) + C (53.85 m2) toplam 66.95 m2"lik kısmın ise sonradan yapılan ve eski binaya ilave edilen kısım olduğu, B (eski yapı) + C (yeni inşa edilen ilave yapı) harfli yerlerin dava konusu 603 ada 3 parsele tecavüzlü olduğu tespit edilmiştir. Yine 05.05.2015 havale tarihli 3 ayrı inşaat bilirkişiden aldırılan raporda ise 3 nolu parsele taşan kısımda sadece ana binanın 12 nolu kolonunun bulunduğu ,bu kolonun ise krokide B ile gösterilen ana binanın mahal olarak da sadece banyonun bir kısmına denk geldiği, ek binanın ise 2 odasının ve merdiven kovasının tamamının 3 parselde kaldığı, ana binanın 3 parselde kalan kısmının yıkılması ise 12 nolu taşıyıcı kolonu da kapsadığından yıkım işleminin güçlendirme önlemleri alınarak yapılmasıyla mümkün olduğu, ana binanın ( eski yapının 01.01.1970 tarihinde yapıldığı ve imardan önce yapıldığı, ilave kısmın ise imar uygulamasından sonra yapıldığı, B harfli yerin değerinin 708 TL, C harfli yerin değerinin ise 20139,90 TL olduğu tespit edilmiştir. Alınan bu bilirkişi raporlar doğrultusunda eski yapının B harfli 1,90 m2 lik yer olduğu ve imardan önce de var olduğu anlaşılmakta olup ilave yeni yapının ise C harfli 53,85 m2 lik yer olduğu ve imardan sonra yapıldığı iş bu rapor ve önceki alınan raporlardan da sabit olduğuna göre imardan sonra kötüniyetle yapılan yeni ilave yapının değeri olan 20.139,90 TL lik bedelin davacı tarafa depo ettirilerek alınması doğru değildir.
Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden temyiz edilen hükmün HUMK"un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle reddine, yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 4-b bendinde “20.139,90 TL + 708 TL (B+C= 20847,90 TL) bedelin” yazılı kısmı çıkarılarak yerine “B = 708 TL bedelin” yazılmak, yine 4-b bendinde “bakiye olarak kalan 6.905,66 TL nin davacıya iadesine çıkartılarak "yerine" bakiye olarak kalan 27.045,56 TL nin davacıya iadesine” yazılmak suretiyle düzeltilmesine, 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 356,03 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.068,09 TL"nin temyiz eden davalı ..."den alınmasına, 10.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.