Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4315
Karar No: 2014/7053

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/4315 Esas 2014/7053 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/4315 E.  ,  2014/7053 K.

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Yörede 1956 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında, m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile davalı adına tesbit edilmiş olup, halen tapuda aynı şekilde kayıtlıdır.
    Davacı ... Yönetimi, taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/11/2010 tarih ve 2010/13281 – 13787 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri gösterir orijinal kadastro pafta örneği ile sınırları içinde kalan taşınmazları gösterir kadastro paftası ve yörede 1996 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği getirtilerek; yeniden yapılacak keşifte; öncelikle 41 nolu orman sınır noktasının yeri bilirkişiler tarafından kesin şekilde belirlenmeli, buna göre her iki köyde yapılan orman kadastrosu haritaları ile kadastro paftaları çakıştırılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritası üzerinde yerini gösterir rapor alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/05/2013 tarih, 2013/1016 – 5375 sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, her nekadar çekişmeli taşınmazın 1956 yılında genel arazi kadastrosu sırasında tarla vasfında davalı adına tesbit ve tescil edildiği, daha sonra 14.04.1999 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, ancak; orman kadastrosunun ikinci kadastro olduğu gerekçesiyle davanın reddine
    karar verilmişse de ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; arazi kadastrosu, Kadastro (Tapulama) Kanununa; orman kadastrosu ise, Orman Kanununa tâbidir. Her iki kanun özel nitelikli olduğundan, birbirilerine ikinci kadastro sayılamazlar. Somut olayda; arazi kadastrolarını hükme bağlayan 3402 sayılı Kanunun 22. maddesini uygulama olanağı yoktur. Orman kadastrosu kesinleşmekle, orman sınırları içinde kalan tapu kayıtları ve diğer belgeler kanunî değerlerini yitirirler. Taşınmazın 1999 yılında orman sınırı içine alınması işlemine malik ..."ın komisyon nezdinde yaptığı bir itiraz bulunmadığı ve süresinde de dava açılmadığından, çekişmeli taşınmazı orman kadastrosu sınırları içinde bırakan işlem 2000 yılında kesinleşmiştir. Bu nedenle, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile çekişmeli 1812 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun gereğince 14.04.1999 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1956 tarihinde yapılmış ve kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz davalı adına tescil edilmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3. bendinde yazılı “davalıdan alınmasına” ibaresi hükümden çıkartılarak, bunun yerine “davacıdan alınmasına” ibaresinin yazılmasına, ayrıca hükmün 4. ve 5. bentleri bütün olarak hükümden çıkarılarak, bunun yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03.07.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi